Gönderi

Nedir Ufuk çizgisi? Hazır felsefe okuyorum, sorular soruyor, cevaplar buluyorum, bir soru da ben sorayım, cevabını da bulmakla kafa yorayım. Herkesin vardır bir ufuk çizgisi. Gözlerini alamadığı. Deniz'le Gökyüzü'nün aşkı gibi mesela. Hani yağmurlardan nâmeler yollar sevgilisine Gökyüzü, Güneş bu aşka postacılık yapar, o nâmelerin cevabını geri getirir sevgiliye. Limanında dinlendiğimiz, masmavi bulutlarıyla huzur bulduğumuz iki sevgilinin umududur Ufuk çizgisi. Bazen olmayanın varlığı, bazen umudun son durağı, bazı gönüllerde vüslat kapısıdır Ufuk çizgisi. Ulaşılmaz olanın özleminde donup kalan bakışları taşır o mağrur, bir o kadar da hüzünlü çizgi. Ne kadar çok yük bırakıyoruz omuzlarına değil mi? Gerçeklikten uzak olduğu kadar hayallere yakın olanın göz hapsimizde kilitlendiği bir çizgide, kaderimizi de çizmiyor muyuz dalıp gittiyimiz zaman?! Bir de Güneşin doğuşu kadar batışının da yansıması var o muazzam yoklukta. Varsın ama yoksun! Tam bir aşık serzenişi gibi oldu ama, Ufuklara söylenebilecek en dürüst söz bu olmalı bence. Peki içimizdeki Ufuk çizgisi'ne sesleniyor muyuz? Ruhun gerçeklikle hayal dünyası arasındaki o ince telde, kalbin akla uzaklığındakı mesafede. Kaç defa sorabildik kendimize? "Ufkuna bıraktığım özlemin var mıdır vüslat durağı?" Alabileceğimiz cevapların uçarı sonuçlarından korkuyoruzdur belki...Ama sorular, insanı ölümle yaşam arasındaki Ufuk çizgisinden kurtarır. Kurtulmak istiyorsak tabii...
Kitabsever
Kitabsever
·
347 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.