Atatürk, üstelik babadan oğula kalacak bir iktidar düşüncesine karşı olduğu için, oğlu olmasını siyasi bakımdan sakıncalı görürdü. Ama, başkalarının çocuklarıyla ilgilenir, oynar ve onlara Rumeli türküleri söylerdi.
Bir gün, İzmit’te bir okul gösterisinde, küçük bir oğlan çocuğu, Atatürk’e hayran hayran baktıktan sonra birdenbire kucağına atılıp onu öpmeye başladı.
Arkadan, öteki çocuklar da öğretmenlerinin elinden kaçıp, Atatürk’ü öpücük yağmuruna tuttular. Atatürk, yanındaki yetişkinlere döndü, “Görüyorsunuz ya,” dedi. “Bu çocuklarla ben aynı kuşaktanız.”