hummalı birer mevsimdir oysa hayatlarımız bir bir sönerken zaman
yorgun yüzlü akşamlar gibi çökerim hergün dizlerimin üstüne
ne kadar iyi ağırlasam da kendimi dünya denen pencerede
yine de kıramaz bir anne; bir çiçeğin kalbini bile.
...
çok kereler tedirgin yanlarımdan olma bir orduyla baktım toprağa
yavuz bir arkadaştı ölüm
kelimeler tarandım anlaşılmasın diye acemiliğim bazı raflarda
bilmemiştim oysa ölümün yakama konmuş bir gül olduğunu.
...
ben uzun bir yoldan gelmiş gibi öyle cömert bakarım ki suya
hatırımın sayıldığı kıyılara bir tek gemi bile yanaşmaz hıncımdan
ayak seslerim kırmızı mecan gürültüsü savrulur taşlıklara sere serpe
ki insan sadece insan mı yoksa ne; bir tek göğü mezar edinen kendisine.