Aspidistra okudum ve orta seviye beğendim ancak sonrasında da
Paris ve Londra'da Beş Parasız eserini okumuş ve çok beğenememiştim. Bu eseri de benim için tam onun gibiydi diyebilirim. Genel olarak büyük beklentim çok yoktu çünkü herkes tarafından çok eleştirildiği ve yazarın diğer eserleriyle kıyaslanarak hep düşük beğenilmede kaldığı için çok sevebileceğimi düşünmüyordum. Konusunu okuduktan sonra yine de yazara olan düşünce yapısı ve işlediği konulardan dolayı olan hayranlığımla bir şans verebileceğimi düşünmüştüm. Gerçekten tahminimden de kötü çıktı eser. Benim için tam bir hayal kırıklığı oldu Orwell'a karşı.
Konusundan kısaca bahsedersem:
Karakterimiz sigorta şirketinde çalışan kendine şişman diyen sıradan orta yaşlı bir aile babasıdır. 1. dünya savaşının izleri sürerken kapıda olan 2. dünya savaşının etkisiyle birlikte bize kendi ağzından çocukluğunu anlatmaya başlar. Eski günlere döne ve savaş öncesi sonrası analizleriyle yaşadığı toplumu aktaran karakterimiz 2. dünya savaşının geldiğini gösteren belirtilerle çocukluğunun geçtiği yerlere aniden gitmeye karar verir. Karısına yalan söyleyerek oralara gider ve gördükleri karşısında şaşkına döner çünkü hiçbir şey bıraktığı gibi değildir. Savaşın izleri her şeyi, her insanı değiştirmiştir.
Arka kapak yazısıyla işlenen konunun alakası olmadığını düşünüyorum kesinlikle. İncelemeye burdan başlayacağım. Karakterimiz 200 sayfa boyunca geçmişini aktarıyor bize. Çocukluğunu, yetiştiği toplumu, askerliğini ve savaşın izlerini kendi gözünden anlatıyor. Geriye kalan 50 sayfada eski yaşadığı yere gitmeye karar veriyor ve oradaki değişiklikleri aktarıyor. Tamamen düşündüğümden farklı bir konu karşıladı beni diyebilirim.
Konu o kadar kısır döngüdeydi ki anlatamam. Her satır aynı gibi hissettim okurken. Yazarımız sürekli baş karakterin hayatını bunalımlı bir dille aktarıyordu. Sürekli savaş esintisini vurgulamak için aynı iç konuşmalarla aslında kitapta çok bahsedilmeyecek olan karakterler üzerinden geçmişini aktarıyordu.
O kadar çok geçmiş anlatıldı ve o kadar sıradan , olay olmayan olaylar anlatılıyordu ki gerçekten çok fazla sıkıldım.
Eser boyu bir olay anlatılmadı gibi hissettim. Evet, savaş zamanı psikolojisi ve yaşananlar yansıtılmak amaçlanmıştı ama asla o savaş havasını hissetmedim. Savaşa dair bomba uçaklarının görülmesi dışında yaşanan bir şey de yoktu açıkçası.
Karakterimizin çocukluğundaki balık tutma tutkusuyla aktarılmaya çalışılan mesajlar da bana gereksiz geldi. Balık tutkusu , boğulmamayla ilgili olan mesaj için bu kadar uzatılmış gibi hissettim.
Karakterlerden bahsetmek isterdi ama kesinlikle kitapta doğru düzgün bir karakter de olduğunun sanmıyorum. Ana karakterimiz dışında başka bir karaktere yer verilmemişti bence. Sadece o anlatılmıştı. Onun da sadece şişman olması, sıradan olması, orta gelirli bir baba olması , küçüklüğündeki balık tutkusu dışında akılda kalıcı bir şey yoktu.
İnsan tiplemeleri çok klasik ve tekrarlıydı bence. Orwell'a özel olarak bir dikkat çekicilik göremedim. Toplumun belli kesimlerinden savaşan etkilenen insanları yansıtmak istemiş yazarımız ama asla haz alamadım. bana karakterler, yaşadıkları değişim, olaylar geçmedi.
Kitabı çok gözdüm gibi oldu ama gerçekten en sevmediğim kitaplar arasına girdi maalesef. Orwell'ı hala çok seven biri olarak çok üzüldüm bu duruma. Çok beğenmediğim Paris ve londra2da beş parasız eseri bile bundan daha çok hoşuma gitmişti. O kadar monologdu ki ve hiç diyalog yoktu ki bir noktada çok sıkıldım. bitsin de gidiyim modunda okudum resmen. Yarım bırakmamaya çalıştım ve başardım.
dili bildik Orwell dili olduğundan bazen diyodum bu dil aşinalığıyla bir noktada ivmelenecek gibi duruyo eser ama asla öyle olmadı. Hiç hızlanmadığı gibi daha da yavaşladı.
Belki son kısımlar bir tık idare eder başlara göre çünkü monologdan biraz (azıcık) sıyrıldı oralarda ama yine de asla beklediğim gibi değildi.
Kesinlikle verilmek istenen o savaşın etkisi, savaşın değiştirdiği dünya mesajları bana geçmedi. Hiç sevemediğim bir eser oldu. Tavsiye edeceğim bir eser de değil kesinlikle. Belki Orwell'ı iyice tanımak istiyorum diyenler için o aşina dilini yakalamalrı için önerebilirim ama bana maalesef konu ve işleniş bakımından çok itici gelen, Orwell beklentime göre düşük ve akıcılıktan çok uzak , verilemeyen sıradan ve anlamsız mesajlarla dolu bir ser gibi geldi. Hayal kırıklığına uğradım. Arka kapak yazısındaki konusundan harikalar yaratılabilecek bir eserdi bence oysaki. O savaşın etkileri, toplumdaki o dönem ingiliz insanı yazarımızın mükemmel diliyle çok daha farklı ve ustaca işlenebilirdi. Neden böyle oldu anlamadım. Elle tutulabilir yorum yapacak bile bir şey bulamadım ve üzgünüm. Orwell'ı kesinlikle bu kitabıyla yargılayarak yaklaşmayın derim. Çok daha güzel eserleri var.
