Gönderi

Facia da şu: Kâtip Çelebi, genç yaşta öldü. Çok çalışkan, gayretli bir insandı fakat Islam coğrafyasının tekamülünü o zaman bilemezdi, bilmiyordu. Kâtip Çelebi Avru- palılarla temasa geçmeden evvel, bir dünya coğrafyası yazmayı dü- şündü. Cihannüma "dünyayı gösteren" manasına gelir. İşe Balkan- ları tanıtmakla başlamış ve bir kısmını yazmış. Yazdıktan sonra Fransız Mehmet İhlasi diye ihtida etmiş bir Müslüman İstanbul'a gelmiş, Katib Celebi'yle tanışmış. Kafasında birçok Avrupa- li bilginin kitaplarının adları varmış. Onlardan bahsetmiş Katip- Çelebi'ye, Kâtip Çelebi'yle Mehmet Ihlasi, kitapları tercümeye başlamışlar. Mercator diye bilinen Hollandalı bir coğrafya bilim- cisi var. Büyük bir harita kitabı var. Ben yüzde yüz inanıyorum ki Mercator'un, eski dünya haritaları, keşifleri Islam dünyasından gelmiş kendisine. Islam dünyasından gelen haritaları değiştirmiş, kopya etmiş. Akıllı ve çalışkan bir adam. Ama Flemenk'te oturan bir adam Orta Asya'nın haritasını nasıl yapabilir. Bugüne kadar bütün coğrafya tarihi bu haritaları bu adamın yaptığına inanıyor. Aslında ben de inanıyordum. Bunları nasıl yaptı, diyordum. Bü- tün haritalarını, kitaplarını topladım; onların koordinatlarını, en- lem-boylam derecelerini bulabilirim diye. Coğrafya bilim tarihiyle uğraşımın 8-10. senesinde Mercator'un ve bazılarının, hakikaten enlem-boylam derecelerine dayanarak haritaları yapacaklarını sanıyordum. Ancak sonradan kendi kendime Hollanda'daki ada- min, Orta Asya'daki göllerin, nehirlerin enlemlerini, boylamlarını nereden bileceğini sormaya başladım. Hakikaten ben şimdi ken- dime gülüyorum. Düşünsenize insanlar ne kadar gaflet içersinde olabiliyorlar! Hâlen coğrafyalar tarihinde bu inanç mevcut. Nite- kim ben bu konudaki fikirlerimi yazdım ve şimdi onlardan cevap bekliyorum... Yazımın üzerinden yedi sene geçti ve bir iki müspet yazının dışında hâlâ bir cevap gelmedi.
Sayfa 45
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.