Kılavuzun Pusulası
Yazarı 
Oğuz Yılmaz tarafından gönderilen bu kitabı bir göz atayım bakayım neyin nesiymiş diye elime aldım ve sabahın 04.30 unda bitirip bıraktım.
Kahramanımız Orkun liseyi bitirir ve yazarın ismini vermediği, keşfini bize bıraktığı bir Anadolu şehrine üniversite okumaya gider. (Burada araya girmem lazım. Bir memur çocuğu olarak İstanbul gibi bir şehirden sonra uzak bir taşra şehrinde/ilçesinde yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilen ve özleyen; yine bu sebepten uzun yolculuklar yapmayı, ama en çok da bu yolculuklardaki mola yerlerini seven biri olarak Orkun'un yolculuğu ve yerleşmesini anlattığı kısımlar beni en çok etkileyen kısımlar oldu.) Sonra esrarengiz bir takım olaylar yaşayan kişilerin tesadüf veya tevafuk (kitap akışına bakarak tevafuk) sonucu bir araya gelirler. Bundan sonrasını okuyacak olanlara bırakıp kitabın geneline bakalım.
Öncelikle kitap akıcı bir dille yazılmış ve su gibi akıp gidiyor. Hikayenin sondan ve üçüncü tekil şahısla başlayıp, yine aynı sona, bu kez birinci tekil şahısla ulaşması hoş bir yazım tarzı olmuş. Kitap, zor bir kurgudan -bazı eksikler ve eleştirilecek yanlar dışında- alnının akıyla çıkmayı başarmış. Okurken , isimleri Rus isimleriyle değistirip, kullanılan araç gereci 19. Yüzyıla uyarlasak Rus klasikleri tadında bir romana benzeyebilirmiş. Bunun yanısıra bazı yerlerde -özellile mavi önlüklü adamın olduğu sahnelerde- sanki tadımlık bir Stephen King havası var. Bu arada yazarın kendisine ait bir şiir kitabına (Mavinin Sen Tonu) yaptığı gönderme de hoş olmuş: Mavinin her tonuna razıyım da sen tonu bir başka oluyor... (S:29) Bir de Küçük ipucu yazar her ne kadar olayların geçtiği sehri açıklamasa da romanda geçen Zinav ve Kırkbadallar kelimeleri size ipucu olabilir. Olmadı mı? Kapaktaki arabanın İngilizce göndermeli plakasına bakabilirsiniz. (;
Gelelim yukarda söz ettiğim "bazı eksikler ve eleştirilecek yanlar"a. Bir kere, ikinci bölümün (Mazi) sonuna kadar heyecanla ve merakla süren kitap, üçüncü bölümle (Hıyanet) birlikte ani bir düşüşle tekdüzeliğe ve bambaşka bir başlangıca geçiyor. Belki daha yumuşak bir geçişle yapılsa neredeyse başka bir hikaye olan bu bölüm ve sonundaki tesadüfler ve bağlantı bizi daha sarsabilirdi. Ayrıca Ersoy'un yaptıklarını neden yaptığı da -en azından benim tarafımdan- anlaşılamadı.
Özet olarak son zamanlarda yeni yazarlardan okuduğum en iyi kitaplardan biriydi diyebilirim
·
1 artı 1'leme
·42 görüntüleme
Değerli yorumlarınız için teşekkürlerimi sunuyorum 😊🍀
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.