Gönderi

Benim görüşüme göre, duygular birincil güdülenim sistemleridir. Bebeğin çevresiyle yaşadığı sonsuz sayıda doyurucu ve engelleyici somut yaşantının her birinin merkezinde duygular vardır. Ancak duygular, farklılaşmamış kendilik/nesne temsillerini birbirine bağlar, böylece giderek kimi haz veren, kimi hoşnutsuzluk uyandıran karmaşık bir içselleştirilmiş nesne ilişkileri dünyası kurulur. Duygular, içselleştirilmiş nesne ilişkilerini doyurucu ve engelleyici yaşantılar şeklinde iki paralel dizide bağlantılandırırken, diğer yanda "iyi" ve "kötü" içselleştirilmiş nesne ilişkilerinin kendileri de dönüşüme uğramaktadır. Bu iki dizide baskın duygular olan sevgi ve nefret, giderek zenginleşir ve değişime uğrayarak iyice karmaşık hale gelir. Bebeğin anneyle "sevgi" adı altında kurduğu iç ilişkinin miktarı, sevgi içeren somut duygu durumlarının toplam sayısından daha fazladır. Aynı şey nefret için de geçerlidir. Böylece, sevgi ve nefret, çeşitli gelişim evreleri boyunca oluşumsal bir süreklilik içinde, ruhsal yaşantıların düzenlenmesi ve davranışların denetlenmesi için dinamik olarak belirlenmiş, kendi içlerinde tutarlı ve kararlı iki çerçeve, kararlı iki ruhsal yapı oluştururlar. Bu süreklilik sayesinde, libido ve saldırganlıkla bütünleşirler. Bundan sonra, libido ve saldırganlık hiyerarşik olarak üst güdülenim sistemleri haline gelir ve farklı koşullarda, farklı duygulanım yatkınlıklarıyla ifade edilirler. Duygular, dürtülerin yapı taşları ya da temel öğesidir; giderek, dürtülerin etkinleşmesi için bir haberci görevi üstlenirler. Dürtülerin tek başına duygularla değil, bir duygu içeren özgül bir nesne ilişkisinin canlanmasıyla kendilerini gösterdiklerini tekrar vurgulamak istiyorum. Bu nesne ilişkisinde dürtüyü özgül bir arzu veya istek temsil eder. Bilinçdışı fanteziler, en önemlileri oidipal yapıdakiler olmak üzere, bir nesneye yönelik özgül bir istek içerirler. İstek dürtüden türer ve duygu durumundan daha kesindir - bu da, duyguları hiyerarşik olarak dürtülerden daha üst düzey güdülenme sistemi olarak ele alan kavramı reddetmek için bir başka nedendir.
Sayfa 41 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Güdülenim Güçleri Olarak Dürtülerin Kökleri ve Yapısı
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.