Gönderi

Vedalar en kesin olan bir ayrılık mıydı yoksa ucunda ölüm olmayan ayrılıklar mıydı? Sevdiklerimizden ayrılmamızın iki şekli olurdu. Ya ölüm kapıyı çalar canımızı alırdı acımadan ya da sevdiği halde terk edip giderlerdi. Peki, ya kalbimizdeki yerinde de ayrılabilir miydi? Azrail canını alsa bile kalbinde yaşayabilir miydi? Vedalar sevgilim, bize hiç uğrayamadı. Öldük belki de, bir ıssız mezarlığa toprak olduk gittik. Ruhumuz, bedenimize veda etti. Gözlerimiz sonsuz bir veda eşliğinde kapandı. Kalbimiz durdu, vedamız son buldu. Sadece bir mezar taşında adımız kaldı vasiyet olarak. Vedalar sevgilim, bize uğrayamadı. Ruhumuza, gözlerimize ve kalplerimize dokunamadı. Bu dünyada tek veda eden bedenlerimiz oldu. Ne ruhumuza ne kalplerimize veda dokunabilirdi sevgilim. Bir kapan gibi siper olduk. Dünya bizi terk etti. Herkes bizi zamanla unutup yoluna baktılar. Belki de isimlerimizi unuttular. Mezar taşlarımıza kazınan isimlerimiz bile silik silik oldu. Ama biz ikimiz hiçbir zaman birbirimizi unutamadık, izin verilmedi. Ruhlarımız buna müsaade etmedi. Kalplerimize kazınan adlarımız ilk günkü gibi berrakça kaldı. Vedalar sevgilim, vedalar bile bize veda edemedi... •Ölüye Sevdalı~
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.