Gönderi

Konuş, konuş bre zindik!.. Konuş dinsiz imansız!.. Konuş. Konuştu: -Sayın büyüklerim, sevgili hemşerilerim. Bizim başımıza her ne kötülük gelmişse bilgisizlikten gelmiştir. Biz bilgisizlikten çok çektik, daha da çekmekteyiz. Cami yaptıralım diyorsunuz. İyi, hoş... Başüstüne yaptıralım. Ama cami ne gerek? Kasabamızda cami yok mu? Cemaat dolup dolup taşıyor da, camimiz almıyor mu? Şükür Allaha camimiz var, atalarımızdan kalma... Eskidir, yıkıktır derseniz anlarım. Bana kalırsa yeniden cami istemez. Çünkü gereği yok. Gelin, bu derneği kuralım, ama cami yaptırma derneği olmasın da okul yaptırma derneği olsun. Okul yaptıralım. Homurtular gene yükseldi: - Cami de ister, okul da.... - Susalım, susalım. Burhan Bey konuştu: - Kasabamızda bitek ilkokul var. O da okula benzemez. Çocuklarımıza yetmez oldu. Dershanelerde üstüste yığılmışlar. 70 çocuk, 80 çocuk bir dersanede. Hocanın dediği anlaşılmaz. Kışı var, karı var. Çocuklar bir saat yoldan yayan yapıldak gelirler. Bildir dul karı Dudu'nun oğlunu, okula giderken canavar (kurt) nasıl parçaladı, unuttunuz mu? Kasabanın ötey başında bir ilkokul daha yaptıralım. Para toplayalım. Topladığımız para yetmezse, hükümete, "Biz anca bunu topladık, üstünü de sen ekle!" diyelim. Gelin cami işinden dönelim, camimiz var. Okul yaptıralım. Avukat Burhan yumuşak yumuşak konuşurken, Zübük oturduğu yerden ona diklenerek, Cami de ister, okul da... dedi. Burhan, Önce okul ister, dedi. Ibraam Bey, Biz muhalifleri aramıza bozgunculuk çıkarsınlar diye sokma- dik. Muhalif kardeşlerimizin Burhan Bey gibi düşünmediklerini biliyoruz... deyince odadaki muhalifler, Helbette. Cami isteriz!.. diye çığrışmaya başladılar. Avukat Burhan baktı, arkadaşları da kendine karşı. Birden parladı: - Yahu, kendimizi kandırıyoruz. Aklı Evvel Bedir Hoca fırladı: -Çocuklar uzaktan gelirmiş okula... Ya camiye beli bükülmüş kocalar nerden gelir.
Sayfa 192 - Nesin yayıneviKitabı okudu
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.