Sahibini Arayan Mektuplar /Tarifi mümkün olmayan bir boşluk içindeyim.En son ne zaman mektup aldınız?
Yazmayı ve okumayı sever misiniz?
Millet olarak seviyoruz sanırım... Edebiyatımızda mektup türünde kaleme alınmış o kadar başarılı eserler var ki okumaya doyamıyorsunuz: Canım Aliye Ruhum Filiz, Leylim Leylim, Piraye'ye Mektuplar, On Üç Günün Mektupları ve daha niceleri. O kadar başarılılar ki tadı dimağınızda kalıyor. Bu hafta bir yenisi ile daha tanıştım ve tanıştığıma oldukça hoşnut oldum: Sahibini Arayan Mektuplar
Bir söz işçisi Ümit Yaşar Oğuzcan, Aşka Dair Nesirler'ini okuyup da hayran kalmayan yoktur diye düşünüyorum. Kelime seçimleri, sözü uzun uzun dolandırmadan en anlamlı haliyle sunuşu, benzetmeleri, duyguları yapmacıklığa kaçmadan ifade edişi... "Bütün kitaplarda seni okumak varmış," diyor mesela. Okuma gayelerimizden biri de bu değil mi zaten? Bazen de neyi okursak okuyalım onu buluruz, sevginin bambaşka bir boyutu.
"Kadındın, ama önce insandın.
Güzeldin, ama önce iyiydin." (s. 25)
Şu önceliği sağlayamadığımız için aşılmaz problemler yaşıyoruz. İnsanların cinsiyetini ve fiziğini insanlığı ve iyiliğinden önde tutuyoruz. İşine gelince "Kalbim temiz," diyen insan söz konusu başkaları olunca en son uğrak yeri kalbi oluyor. Metalaşmaya, tek tipleşmeye başlıyoruz. Biricik olan insan, kendi olmaktan çıkıp herkesleşmeye başlıyor. Bir herkes olma serüveni bu... Bu yüzden gidenin yeri kolay doluyor, bu yüzden günübirlik ilişkiler, bu yüzden ayrılıklar, boşanmalar... Sakın "unutamıyorum" edebiyatı yapmayın, insan alışıyor da unutuyor da. Kaçınızın ilk elini tuttuğu hâlâ yanında?
"Kocaman, kalabalık bir şehirde yapayalnız kaldım işte.
Nerdesin?" (s. 46)
Sahi, nerdesin?
Fiili kalabalıklar arasında ruhi yalnız insan.
Yalnız gelmiş oluşumuz ve yalnız gideceğimiz de bu yalnızlığın kaçınılmaz olduğunun en büyük göstergesi. Ne der Karacaoğlan, "Üryan geldim gene üryan giderim." Aradaki süreçte bir nebze olsun yalnızlığını terk etmek istiyor insan, sonucunu da yine terk edilerek görüyor.
"Bir yere kadar yaşamak güzel
Ama bir yerde ölüm güzel oluyor." (s. 28)
O yere çok yakınız sanırım. Zira çoğumuz pamuk ipliğine tutulu yaşıyoruz. "Yaşama sevinci"miz ilkokullarda okuduğumuz şiirlerin temalarında kaldı. Birine tutunup yakalayabilirsek ne ala: "Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşıyacağım." (s. 58)
Bitmesin diye azar azar okuyacağınız, birçoğunun altını çizeceğiniz satırlar. İçlerinden bazılarını yazarın diğer kitaplarında ya da sosyal medyada görmüş olmanız kuvvetle muhtemel. Şu kaçınılmaz ki duygularınıza hitap edecek. Belki de mektupların sahibi olarak kendinizi göreceksiniz.
Altı çizili satırlarda buluşmak dileğiyle...