Gönderi

"(...) Sonra Manuel, Mr. Coetzee'yi evimize getirdi ve görür görmez onun bir tanrı olmadığını anladım. Otuzlarının başında, diye tahmin yürüttüm, kötü giyinmişti, saçç tıraşı kötüydü ve olmaması gerektiği halde sakallıydı, üstelik o sakal da çok seyrekti. Bende ayrıca, neden olduğunu bilmiyorum, bir celibataire izlenimi bıraktı. Demek istediğim, sadece evlenmemiş değil, evliliğe uygun bir adam da değildi; ömrünü din adamı olarak geçirip erkekliğini yitirmiş ve kadınlara karşı yetersizz bir adam gibiydi. Hal ve tavrı da iyi değildi (size ilk izlenimlerimi anlatıyorum). Rahatsız görünüyordu, bir an önce gitmek isteyen bir hali vardı. Uygar bir terbiyenin ilk adımı olan duygularını gizlemeyi öğrenememişti."
Sayfa 510
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.