Gönderi

Zeki Müren'i bilmeyen varsa da artık bildi. Kanunu bilmemek mazeret değildir, basın'ın yazıp çizdiklerini de. Onlar dedi ki "şu dakkadan itibaren çarşıda, bazarda, tezgahta, sokakta Paşa konuşu­ lacak!", konuşuldu. Dediler ki, "epeydir böyle duygusal ve sulu­ göz bir mevzu geçmiyordu elimize; hücum! " Her kim olduğunu asla çözemediğim o "bütün Türkiye", önce Eşrefpaşa hastanesinin kapısına koşup höykürdü. Hususiyetle orta yaş ve yukarısındakiler, pek ziyade melale garkoldular. O akşam vakti yedikleri iki lokma boğazlarına dizildi. Pek çok şarkıcı-türkücü'nün gözleri kıpkırmızı oldu. Hiç kim­ se "paşa"nın öldüğüne inanamadı. Fakir fukara için gayet doğal karşılanan ölüm, kaymak tabaka­ sına mensup her cenazede olduğu gibi "bütün Türkiye"yi kuşku­ ya sevketti. "Yoksa" dedik yine, "Türkiye'de yaşadığı için mi öl­ dü?" Çünkü Türkiye, aslında ölmemesi gerekirken ölen ünlülerin ülkesi. Böylece, her zaman olduğu gibi, cankurtaranın kaçı kaç geçe geldiği, merhumun beş metre civarında bir doktor olup olmadığı, kalp masajında kaç tekrar yapıldığı didik didik edildi. Bir karara da varıldı hani: TRT'ye dediler ki, "Paşa'yı sen öldürdün!"
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.