Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

318 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bir zaman yolculuğu
Bu eseri okuma nedenim içinde Hasan Sabbah ve Nizamülmülk’ün geçiyor olmasıydı. Güzel bir eser olamayacağına ihtimal vermemiştim, nitekim yanılmadım. Tarihi romanlardan öğrenmek gibi bir yaklaşımım yok. O sebeple kitapta ele alınan olayların gerçekliğini sorgulamaya kalkmadım. Kitap dört bölümden oluşuyor. İlk iki bölümde olaylar Büyük Selçuklu Devleti Sultanlarından Melikşah’ın yaşadığı dönemde, o dönemin Batı Asya’sının günümüzdeki anlamı ile Paris’i sayılabilecek Semerkand ve Nişabur’da geçiyor. Son iki bölüm ise İran’ın yakın tarihinde cereyan eden olaylar çerçevesinde ele alınıyor. Ben ilk iki bölümden daha çok zevk aldım. Benim için en önemli kazanım, daha evvel hiç üzerine okuma yapmadığım Büyük Selçuklu Devleti tarihi konusunda inanılmaz bir merak duygusu uyandırması oldu. Bir tarih romanından beklediğim performans tam olarak bu. Olay örgüsünün merkezindeki isimler daha çok Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam. Tarihin akışı içerisinde bu üç şahsiyetin hiç bir araya gelmedikleri, hatta farklı zamanlarda yaşadıklarını yazan kaynaklar var. Fakat bana göre asıl önemli olan bir araya hiç gelip gelmediklerinden ziyade, yaşam felsefelerinin romanda doğru verilmiş olması. Romanın içerisinde geçen, belki de romanın en etkileyici kısımlarından biri kabul edebileceğim, ormanda vahşi, yırtıcı bir canavarla karşılaşan her biri yukardaki üç şahsiyetler özdeşleştirilmiş üç adamın hikayesi. Bir devlet adamı, bir bilim insanı ve hırslarının kurbanı olmuş bir suikast örgütü lideri ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi dedirtiyor insana. Şahıslar üzerine tek tek konuşmak istiyorum. Nizamülmülk’ün adını tarih derslerinden hatırlasam da, ilk kez nizamiye medreseleri üzerine araştırma yaparken yakından tanıma fırsatı buldum diyebilirim. Büyük Selçuklu Vezir’i, Nizamiye Medreseleri’nin kurucusu, gelmiş geçmiş en etkili devlet adamlarından biri ve elki en önemlisi her satırından hikmet akan, yüzyıllarca daha etkisini kaybetmeyecek olan
Siyasetname
Siyasetname
’in yazarı. Nizamülmülk üzerine yeterince okuma yaparsanız tarihin akışı içerisinde hep saygıyla anılan bir şahsiyet olduğunu görürsünüz. Kısacası tarihin kazananlarından. Romanda, Melikşah’ın karısı Terken Sultan ile bir didişme içinde olan ve Hasan Sabbah’ı Melikşah’ın çevresinden uzaklaştırmak için ayak oyunları çeviren bir vezir şeklinde verilmiş Nizamülmülk.
Siyasetname
Siyasetname
‘de Nizamülmülk’ün kadın aklına güvenilmemesi gerektiği vurgusunda Terken sultana bir gönderme olduğunu söyler Amin Maalouf. Ayak oyunlarına gelince, Siyasetname’yi büyük bir hayranlıkla okumuş biri olarak söylemeliyim ki Nizamülmülk’ün iyi bir devlet adamı olduğuna da, tarihin akışı içerisinde kendine gösterilen saygıyı hak ettiğine de şüphem yok; fakat politikanın içine girmiş her devlet adamı gibi tabiri caizse bir takım dümenler çevirdiğine de aynı şekilde şüphem yok. Adına devletin bekası deyin, Sultan’nın selameti deyin veya mevki sevdası deyin. Kısacası, romanda yer alan Nizmülmülk karakterine bence son derece isabetli özellikler verilmiş. Ömer Hayyam’a gelirsek; bu romana kadar Ömer Hayyam benim için sadece Rubailerin şairiydi, utanarak söylüyorum ki hakkında başka bir şey bilmiyordum. Roman vesilesi ile araştırırken öğrendim ki, Hayyam tam da romandaki gibi gök bilimi ile ilgilenen hatta hala adı ile anılan bir takvimi bulan bir bilim insanıymış. Romanda da tek sevdası şarap içip, kadınlarla vakit geçirip aynı zamanda tüm vaktini gök bilimine ayırmak isteyen, politikadan pek de hazzetmeyen, saray çevresindeki ayak oyunlarına dahil olmak istemeyen, dürüst içinden geldiği gibi yaşayan bir karakter. Günümüzün, toplumun vicdanı diye addedilebilecek, apolitik, çok okuyan, öğrenmeyi araştırmayı seven akademisyen tipi canlandı gözümde. İnanç konusundaki yaklaşımı da bende bir Halil Cibran tadı bıraktı. Din adamlarından, dini gösterişle iş yürütmeye çalışan politikacılardan, siyasal islamdan nefret eden bir tipleme. Rubailer üzerine yazılmış incelemeleri okurken Hayyam için sürekli yaratıcı hakkında ağır laflar ettiğine, inançsız olduğuna dair ifadeler gördüm. Fakat romanda, gösteriş maksatlı dini yaşayıştan uzak duran, yaratıcıya aslında kalpten bağlı olan ve bunu ibadetle değil tefekkür ile gösteren bir imaj çizilmiş. Açıkçası tarihi gerçekliği nedir bilmiyorum. Ama ben romandaki Hayyam’ı sevdim. Hasan Sabbah’a gelecek olursak, Sabbah’ın Melikşah’ın yanına gelişi, sarayda olanlar, Nizamülmülk tarafından bir sabotajla gönderilişi ne kadar gerçektir bilemiyorum fakat romanda çizililen karakter, Sabbah’ın yaşam felsefesi hem benim kafamdaki portreye, ki asıl önemli olan tarihteki karaktere birebir uyuyor. Ayrıca Haşhaşiler olarak bilinen suikast örgütü çok güzel tasvir edilmiş. Hasan Sabbah’ı ağzım açık okuduğum
Vladimir Bartol
Vladimir Bartol
’un
Alamut Kalesi ve Hasan El Sabah
Alamut Kalesi ve Hasan El Sabah
adlı tarih romanında tanımıştım ilk kez. Sabbah dönemini de
Bernard Lewis
Bernard Lewis
’in
Alamut Kalesi ve Hasan El Sabah
Alamut Kalesi ve Hasan El Sabah
adlı kapsamlı tarih kitabından detaylıca öğrendim. Tarihte okuduğum Sabbah kitapta aynısıyla verilmişti diyebilirim. Kitapta en etkilendiğim bir diğer detay Hayyam ve Sabbah’ın ilk karşılaşması. İki derin insanın birbirini bulmasının büyüsü vardı satırlarda. Hayyam, Sabbah için ne yöne gittiğini bilemeyen bir kamyonun freni gibi aslında ama birbirlerinden ayrı düşüyorlar. Melikşah detayına değinmeden edemeyeceğim. Romanda Terken Sultanın etkisinden çıkamayan bir portre çizilmiş ve en çok da bu kısım eleştirilmiş. Romanlar kurgudur neticede, tarihçilere de ne kadar güvenebiliriz bilemiyorum; fakat bazı Osmanlı sultanlarının padişahlar üzerindeki etkisini, tarihteki bazı kraliçelerin kralları nasıl yönlendirdiklerini düşünecek olursak, bana çok da abes gelmedi. Tabi benim için asıl önemli nokta selçuklu dönemini okuma konusunda bende bir merak duygusu uyandırması oldu. Bir devlet adamının ihtirasları, kendini politik mevzulardan sıyıramayan bir bilim insanının kendi olma çabası ve saf dışı bırakılmış hırslı ve kurnaz bir bilgenin hain planları. Bu sarmalda gelişen tarihi olaylar. Çok şey öğrendim bu kitaptan. Hayalden gerçeğe uzanan güzel bir yolculuk oldu.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,5bin okunma
·
85 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.