N'oldun inlersin felek, hercai cânânun mı var
Her makamı seyreder bir mâh-ı tâbânun mı var?
Benzüni ey bûstan, fasl-ı hazan mı etti zerd
Yoksa başı taşra bir serve-i hırâmânun mı var?
Ağlayub feryad idersin her nefes ey andelîb
Hâr ile hem-sâye olmış verd-i handânun mı var
'Yoluna, cana, revan etsem gerek canum" dedim
Yüzüme bir hışm ile bakup dedi: "cânun mı var?'
Zülf-i dilber gibi ey Zâti perişansın yine
Çevri bîhad, yoksa bir yâr-ı perîşân'un mı var?