Gönderi

Boğaziçi Üniversitesinde felsefe öğrenimini tamamladıktan hemen sonra yurtdışına gitmek için hazırlıklara başlayan; onlar­ca mülakat ve bekleme sürecinin ardından nihayet 2016 yılında Dublin’de çokuluslu bir şirkette iş bulup çalışmaya başlayan Cem­re bile, verdiği onca emeğe rağmen memleketten kopmanın tah­min ettiğinden zor olduğunu belirtiyor: “Hep beklediğim bir şeydi, dünden hazırım, bana yarın gel deseler, tamam hadi toplandım gidiyorum diyebilecek du­rumdaydım. Ama o kadar kolay değilmiş. Belki üniversiteden sonra tak diye gitseydim, zaten çok fazla bir şey birikmeyecekti. Ama üniversiteden sonraki üç dört yıl bayağı bir kri­tik. Çünkü çok fazla iniş çıkış yaşıyorsun. O anda yanında olan insanlar ya da biriktirdiğin şeyler bayağı büyükmüş, onu fark ediyorsun. (...) ‘Defol git, seni ülkene gönderiyoruz’ gibi bir gönderme olmazsa sanmıyorum ki geri dönüp Türkiye’de veya başka bir yerde yaşamaya devam edeyim. Biraz umudu kesmiş hissediyorum bir sürü şeyden. Zaman zaman özlüyorsun ve buraya ilk geldiğimde şeyi hissettim, sonuçta yabancı bir ülke. Tanımadığın, bilmediğin bir sürü şey var. Yoksa ben 27 yılımı Türkiye’de, İstanbul’da geçirmişim, orada bana ait bir sürü şey var. Şu anki durum beni öyle bir noktaya getirdi ki tamam istemiyorum diye orada bıraktım. Hâlâ orada benim olan bir sürü şey var. Dönüp baktığımda bazen içim acıyor, çünkü mahvettiler.”
·
75 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.