AFFETMEK BIRAKMAKTIR
Kartopu attığım kadın öfke ile üzerime yürürken kendimi kötü hissetmiştim... O an bilinçaltıma hangi duygular yerleşiyordu farkında değildim... Bildiğim tek şey vardı; kadın kızgındı, beni aşağılıyor, suçluyordu... Yaşadığım suçluluk duygusu o gün beni çok etkilemişti...
Yıllar sonra keyifli bir aile ortamında, nereden geldi ise aklıma, çocukken yaşadığım bu olay gelmişti; anlattım, hep beraber gülüştük. Annem; "Hâlâ unutmadın mı onu... bırak oğlum, içinde tutma; kalbin yorulur..." dedi. Anneme tebessüm edip, "Anneciğim unuttum gitti zaten, aklımda da yoktu, nasıl olduysa şu an geldi, öylesine anlattım..." demiştim. O gün, incinmişliğin neye sebep olduğunu bilmiyordum, o yüzden "unuttum gitti" zannediyordum. Halbuki bilinçaltım bilinç düzeyinde fark edemeyeceğim bir derinlikte o incinmişliği tutuyordu.
Sanırım yirmili yaşlardaydım. Bir gün, yol üstünde annemle o kadın ayaküstü konuşurken oradan geçiyordum. Annem beni görünce seslenip yanına çağırmıştı. Bense annemin yanına gitmek yerine;
"Eve gidiyorum, geldiğinde görüşürüz..." diye uzaktan seslenmiştim... O kadının yakınında olmak istemiyordum... İşte bu isteksizlik, bilinçaltımdaki incinmişliğin öfkesi' idi... Ben, o yaşıma kadar ne içimdeki incinmişlik duygusunu bırakmıştım, ne de o kadını bağışlamıştım. Korktuğu bir filmi gülerek anlatan bir çocuk gibi, içimdeki o anın öfkesini görmezden gelerek bastırıyordum... Gerçi henüz incinmişlik duygusunu nasıl bırakacağımı bilmiyordum ama sanki yıllardır içimde hissettiğim incinmişlikleri bıraktığımda özgürleşeğimi biliyordum... Sınırın ötesine geçecektim, kalbimde bir perde kalkacaktı; ama bu nasıl olacaktı bilmiyordum...