Selahattin Demirtaş Manifestosu
Ne Anlatıyor?
Kurd-î Kompozisyon Tamamlandı Mı?
Uzun zamandır sessiz sakin bir atmosferde geçen Demirtaş yargılamaları, dünkü duruşmada çok farklı ve beklemedik söylemlerle birçok kesimi şaşırtsa da, aktif veya pasif Kürt siyasetini yakından takip edenler bu refleksin arka planındaki ana tetikleyiciye hakim.
Ben kısaca Demirtaş'ın Kurd-Î kompozisyonu tamamladığını düşünüyorum. Yani, Klasik her Kürt gibi. Atalarımızın ve düşmanlarımızın Kürtler konusunda mutabık olduğu ortak bir söylem var; Kürt inadı, sabrı ve sabrının suistimalinden gelen nihayetinde öfkesi.
- Bir savaş günlüğünde şöyle diyordu bir subay: "Komutanım o Kürt bizden! onu ve çocuklarını öldürmeyin. Buradaki bir çok haini öldürmemize yardımcı olan, işbirliği yapan da o hatta."
- Komutan; "Hayır onu da öldürün. Damarlarında Kürt kanı taşıyan biri, içindeki intikam ateşini asla söndürmeyecektir. O bize ihanet etmese kundaktaki bebeği mutlaka birgün bize isyan edecektir. Bu kanı çok iyi tanırım. Bu kanda ihanet var (!)"
Demirtaş'ın tarihten örneklerle Şeyh Sait ve Qazî Mihemed'e değinmesi, dosyayı hazırlayan savcıya resti çeker gibi "Sen kimsin?" demesi, sömürgeci vurgusu, tekrar tekrar Kürdistan'a değinmesinin arkasında, birikmiş siyasal öfke ve henüz iki gün önce cenazesine bile katılamadığı babasının ölümünün yüreğine bir taş gibi oturan duygusal tepkimesiydi mahkeme salonundaki o isyan sözleri
İşte bu isyan, o isyan...
Kompozisyon, Kürt siyasi hareketine giriş yapan her Kürt siyasetçinin gelişme ve sonuç olan olgunlaşma tamamlamasıdır. Bunun en iyi yakın tarih örnekleri Osman Baydemir ve Leyla Zana'dır. Demirtaş'ta artık Demokratik Türkiye'den umudunu yitirmiş, kalemini kırmış, ceketi omzunda öz'e iltica etmiş bir Kürt siyasetçisi hissiyatı var.
Pek tabii Demirtaş'ın özünde zaten milliyetçi bir siyaset var idi. Siyasete başladığı ilk yıllardan hatırlıyanlar bilir. O günden bugüne çok fazla ödün verdi. Hatta öyleki en büyük ana muhalefet olan Kemalistlerin bile yapamadığı Türkiye siyasi muhalefetini yaptı Erdoğan'a karşı. Bir kesim tarafından sevildi, çokta başarılıydı ama kabul edilmedi.
Her ne kadar siyasi arenada Kürtlüğünden ödün verse de tamda yanında durması gerekenler tarafından ona Kürt olduğu hatırlatıldı. Demokratikleştirmek istediği mecliste ihanete uğradı. Yıllarca Erdoğan'ın karşısında olanlar bile Erdoğan'ın çıkardığı kanuna oy vererek Demirtaş'ı cezaevine gönderen sürecin kapılarını açtı. Duruşma ifadesindeki özellikle Kemalist vurgusu da bu vefasızlığın sitemi.
Selahattin Demirtaş takdir ettiğim ve uzun yıllardır yakından takip ettiğim bir siyasetçi. Benim çıkardığım sonuç bu. Yanılıyor olabilir miyim? Mümkün... İşte bunu da yerel seçimden sonraki duruşmasında söyleyeceği sözler netleştirecek. Bu savunma, seçim atmosferinin etkilediği konjonktürel bir savunma mı yoksa siyasi bir savunma mı bunu zaman gösterecek.
Zira on yıllık Demokratik Türkiye siyaseti kalıplarını bir duruşma manifestosu tek başına kıramaz. Çatlatır, su sızdırır, ışık alır ama kıramaz.
Azad Penaber
··
585 görüntüleme
daha fazla dövülmeniz, daha fazla yalnız bırakılmanız ve daha fazla aşağılanmanız temennisiyle..
"Türk milliyetçiliğini azdıracak seviyede alevlendireceğim. Böyle olunca bırakın Kürtlerin hak-hukuklarını kabul edip vermesini, varlığını bile inkar edecekler. Başlarını ezdirecek seviyesine geldiğinde bu sefer Kürtler çaresiz bir vaziyette isyan edecekler. O zaman Kürtlük milli şuuru oluşacak ve uluslaşma safhası başlayıp ayrılma ihtiyacını hissedecekler"
Ziya Gökalp
Özetle, içerden çıkamayacak! Kürt siyasi hareketi sadece Türkiye’de değil, Ortadoğu’da da yok olup gidecek. Emperyalist Amerika’nın boyundurluğu altına girip özgürlük naraları atmanız çok komik geliyor. Hayaliniz olan özerk Kürdistan veya bağımsız Kürdistan başlı başına Amerika’ya yaltaklanmak ve hizmet etmekten başka bir şey değildir. Ortadoğu’da kurulacak bir Kürt devleti sizi köleleştirecektir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.