Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Civa demirden ağırdır
Kısa sürede çok sayıda kitap okumaya dair eleştiriler içeren gönderilere ve yorumlara rastlıyorum bazen. Kısa kitapların incelemesini yaparken kitap konusunda niceliğin, yani sayfa sayfa miktarının asla önemli olmadığına, 50 sayfalık bir kitabın sizi 500 sayfalık bir kitaptan çok daha ileriye taşıyabileceğine vurgu yaparım sık sık.
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma Sanatı
’nı okurken bir kez daha bunu düşündüm. 56 sayfalık kısacık bir eser. Fakat daha ilk 20 sayfasında öyle büyük bir gediği doldurdu ki hayatımda, sonuna geldiğimde hissedeceklerimin heyecanını yaşıyorum şimdiden. Kitapları sayfa sayıları ile ölçmeyin. Okumak dev bir mekanizmayı inşa etmek gibidir. İçinde küçüklü büyüklü çarkları kayışları olan bir düzenek gibi. Aylarca belli yıllarca inşa etmeye uğraşırsınız, fakat düzeneğin çalışması en sonda minicik bir çarkın yerleştirilmesi ile tamamlanır. Küçüktür, ama devasa düzenek onsuz çalışmaz. Bazı ince kitaplar benim okurluk serüvenim için tam da böyle bir görev görüyor. Bir ustalık eseri inşa ediyorum benliğimde ve o kitap o devasa düzeneği işlevsel kılan minik bir çark gibi eserimi tamamlıyor ve her şey bir anda anlam kazanıyor. Okurluk geçmişime baktığımda beni en çok sarsan eserlerin 100 sayfa bile olmadığını görüyorum.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün Öyküsü
mesela. Çok eğlenmiş, yer yer üzülmüş ve çok düşünmüştüm üzerine. İnsanlık tarihindeki onca aristokratın kibrini bir 50 sayfaya sığdırıvermişti sanki
Stefan Zweig
Stefan Zweig
da, ülkeler gezsem bunu tecrübe edemezdim. Sonra bir tren yolculuğunda okuduğum 50 sayfalık
Ermiş
Ermiş
. Trenim bir şehre mi gidiyordu yoksa sonsuzluğa mı karar verememiştim. O yolculuktan sonra ben asla eski ben değildim. Hayatımı değiştiren yazarlardan diyebileceğim
Annie Ernaux
Annie Ernaux
’un kitapları mesela. 100 sayfadan daha azlar çoğu, fakat hayal dünyasına yön verebilecek kadar güçlüler. Siyaset bilimcilere okuması öğütlenen ve bugün hala üniversitelerde ders olarak okutulan
Prens
Prens
sadece 120 sayfa. Almanca master tezimi yazarken enstitünün sayfa sınırı vardı. Birgün profesöre bir tezi 50 sayfaya sığdırmanın zor olduğunu söyledim. “ Bir konu üzerine yüzlerce sayfa da yazabilirsin ama önemli olan vermek istediklerini kısa, öz ve etkili bir şekilde ifade edebilme yeteneğine sahip olmaktır” dedi. Çok haklıydı, bir eserde kelimelerin gücü sayfalarınkinden ağır basmalıydı ki unutulmaz olsun. Yeniden kitaplara dönecek olursam; kitapların sayfa sayısına değil öğrendiklerinize bakın.
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma Sanatı
’ı okurken bir kez daha farkına vardım. Geçmişte okuduğum onca sayfayı anlamlı kılan, “evet her şeyin cevabı bu satırlarda, puzzle’ın eksik parçası bu” dediğim bir kitaba daha rastladım bu sabah. Bu belki de benim mutlu olma sanatımdır.
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.