Gönderi

Fatime Zerya ÖNLER bir yorumu yanıtladı.
"Keşke ben yazmış olsaydım!" dediğin şiir?
··
4 artı 1'leme
·
4.234 görüntüleme
Asude okurunun profil resmi
Victor Hugo - Ağlamak için gözden yaş mı akmalı ?
Fatime Zerya ÖNLER okurunun profil resmi
AĞLAMAK İÇİN GÖZDEN YAŞ MI AKMALI? Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, malmı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? VICTOR HUGO
1 sonraki yanıtı göster
Sümeyye Koç okurunun profil resmi
Atilla İlhan- Üçüncü Şahsın Şiiri
Fatime Zerya ÖNLER okurunun profil resmi
ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ gözlerin gözlerime değince felâketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım felâketim olurdu ağlardım ne vakit maçka'dan geçsem limanda hep gemiler olurdu ağaçlar kuş gibi gülerdi bir rüzgâr aklımı alırdı sessizce bir cıgara yakardın parmaklarımın ucunu yakardın kirpiklerini eğerdin bakardın üşürdüm içim ürperirdi felâketim olurdu ağlardım akşamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan içinde yatardı limandan bir gemi giderdi sen kalkıp ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalırdın hayırsızın biriydi fikrimce güldü mü cenazeye benzerdi hele seni kollarına aldı mı felâketim olurdu ağlardım Attila İLHAN
âmiنe okurunun profil resmi
Kaldırımlar - Üstad
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Fatime Zerya ÖNLER okurunun profil resmi
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında, Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa karışan noktasında Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık, Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. Bu gece yarısında iki kişi uyanık: Biri benim, biri de uzayan kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor, Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler. Simsiyah camlarını üzerime dikiyor Gözleri çıkarılmış bir ama gibi evler. Kaldırımlar, ızdırap çekenlerin annesi, Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi, Kaldırımlar, içimde uzayan bir lisandır. Bana düşmez can vermek bir kucakta, Ben bu kaldırımların istediği çocuğum. Aman, sabah olmasın bu karanlık sokakta, Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum. Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin, İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler. Tak... tak... ayak sesimi aç köpekler işitsin. Yolumun takı olsun zulmetten taş kemerler. Ne ışıkta gezeyim, ne göze görüneyim, Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları. Islak bir yorgan gibi iyice bürüneyim, Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları. Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya, Alsa bu soğuk taşlar alnımdaki ateşi. Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi. Necip Fazıl Kısakürek
Rainflake okurunun profil resmi
İnklaba az kaldı Dinleyin çocuklar Biraz yorgunum Tahir ile Zühre meselesi Mescidi aksayi girdum düşümde Şiir degil ama Necip Fazıl in gençliğe hitabesi ....
Ayşe Akman okurunun profil resmi
Nazım Hikmet RAN/ Seni düşünmek
Fatime Zerya ÖNLER okurunun profil resmi
Seni Düşünmek Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey, dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey... Fakat artık ümit yetmiyor bana, ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum...
Gamze okurunun profil resmi
Anlatamıyorum ~Orhan Veli Kanık
Fatime Zerya ÖNLER okurunun profil resmi
ANLATAMIYORUM Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum Orhan Veli Kanık
Dilan ÇekîK okurunun profil resmi
Behçet Necatigil ✨Sevgilerde🌬️
Fatime Zerya ÖNLER okurunun profil resmi
SEVGİLERDE Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vaktiniz olmadı. Behçet NECATİGİL
Asya okurunun profil resmi
Arif Nihat Asya-Naat ///Ahmet Muhip Dıranas-Kar
Fatime Zerya ÖNLER okurunun profil resmi
NAAT - Hakkı Mahmut Soykal'ın ruhuna ithaf olunur - Seccaden kumlardı... ........................................ ........................................ Devirlerden, diyarlardan Gelip göklerde buluşan Ezanların vardı! Mescit mü'min, minber mü'min.. Taşardı kubbelerden Tekbir, Dolardı kubbelere "amin"! Ve mübarek geceler, dualarımız, Geri gelmeyen dualardı. Geceler, ki pırıl pırıl, Kandillerin yanardı! Kapına gelenler yâ Muhammed, - Uzaktan, yakından - Mü'min döndüler kapından! Besmele, ekmeğimizin bereketiydi; İki dünyada aziz ümmet, Muhammed ümmetiydi. Konsun yine pervazlara Güvercinler; "Hû hû"lara karışsın Âminler.. Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtiha’lar, Yâsin’ler! Şimdi seni ananlar, Anıyor ağlar gibi.. Ey yetimler yetimi, Ey garipler garibi; Düşkünlerin kanadıydın, Yoksulların sahibi.. Nerde kaldın ey Resûl, Nerde kaldın ey Nebi? Günler, ne günlerdi, yâ Muhammed; Çağlar ne çağlardı: Daha dünyaya gelmeden Mü'minlerin vardı.. Ve birgün ki gaflet Çöller kadardı, Halime’nin kucağında Abdullah’ın yetimi, Âmine’nin emaneti ağlardı! Hadice’nin koncası, Âişe’nin gülüydün. Ümmetinin gözbebeği, Göklerin Resûlüydün.. Elçi geldin, elçiler gönderdin. Ruhunu Allah’a, Elini ümmetine verdin. Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke’de bunalırsan Medine’ye göçerdin. Biz bu dünyadan nereye Göçelim, ya Muhammed? Yeryüzünde, riya, inkâr, hiyanet Altın devrini yaşıyor.. Diller, sayfalar, satırlar (Ebu Leheb öldü) diyorlar: Ebu Leheb ölmedi, yâ Muhammed; Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor! Neler duydu şu dünyada Mevlid’ine hayran kulaklarımız; Ne adlar ezberledi, ey Nebi, Adına alışkın dudaklarımız! Artık, yolunu bilmiyor; Artık, yolunu unuttu Ayaklarımız! Kâ'be’ne siyahlar Yakışmamıştır, ya Muhammed, Bugünkü kadar! Haset gururla savaşta; Gurur, Kafdağı'nda derebeyi.. Onu da yaralarlar kanadından, Gelse bir şefkat meleği. İyiliğin türbesine Türbedar oldu iyi! Vicdanlar sakat Çıkmadan yarına. İyilikler getir, güzellikler getir Adem oğullarına! Şu gördüğün duvarlar ki Kimi Taif’tir, kimi Hayber’dir. Fethedemedik ya Muhammed, Senelerdir. Ne doğruluk, ne doğru; Ne iyilik, ne iyi.. Bahçende en güzel dal, Unuttu yemiş vermeyi... Günahın kursağında Haramların peteği! Bayram yaptı yabanlar; Semâve’yi boşaltıp Sâve’yi dolduranlar. Atını hendeklerden - bir atlayışla - Aşırdı aşıranlar. Ağlasın Yesrib, Ağlasın Selman’lar! Gözleri perdeleyen toprak, Yüzlere serptiğin topraktı. Yere dökülmeyecekti, ey Nebi, Yabanların gözünde kalacaktı! Konsun yine pervazlara Güvercinler; "Hû hû"lara karışsın Âminler. Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtiha’lar, Yâsin’ler! Ne oldu, ey bulut, Gölgelediğin başlar? Hatırında mı, ey yol, Bir aziz yolcuyla Aşarak dağlar taşlar, Kafile kafile, kervan kervan Şimale giden yoldaşlar? Uçsuz bucaksız çöllerde, Yine, izler gelenlerin, Yollar gideceklerindir. Şu Tekbir getiren mağara, Örümceklerin değil; Peygamberlerindir, meleklerindir. Örümcek ne havada, Ne suda, ne yerdeydi. Hakkı göremeyen Gözlerdeydi! Şu kuytu, cinlerin mi; Perilerin yurdu mu? Şu yuva - ki bilinmez, Kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi kumru mu? Kuşlarını bir sabah, Medine’ye uçurdu mu? Ey Abva’da yatan ölü, Bahçende açtı dünyanın En güzel gülü; Hatıran, uyusun çöllerin Ilık kumlarıyla örtülü! Dinleyene, hâlâ, Çöller ses verir: "Yâleyl!" susar, Uğultular gelir. Mersiye okur Uhûd, Kaside söyler Bedir. Sen de, bir hac günü, Başta Muhammed, yanında Ebûbekir; Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü Destan yap, ey şehir! Ebûbekir’de nur, Osman’da nurlar. Kureyş uluları, karşılarında Meydan okuyan bir Ömer bulurlar; Ali’nin önünde kapılar açılır, Ali’nin önünde eğilir surlar. Bedir’de, Uhud’da, Hayber’de Hakk’ın yiğitleri, şehit olurlar. Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı; Yerde kalmazdı ruh.. kanadlıydı. Konsun-yine-pervazlara Güvercinler; "Hû hû"lara karışsın Âminler. Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtiha’lar, Yâsin’ler! Vicdanlar, sakat çıkmadan, Yâ Muhammed, yarına; İyiliklerle gel, güzelliklerle gel Âdem oğullarına! Yüreklerden taşsın Yine, imanlar! Itri, bestelesin Tekbir’ini; Evliyâ okusun Kur’an’lar! Ve Kur’anı göz nuruyla çoğaltsın Kayışzade Osman’lar! Na'atını Galip yazsın, Mevlid’ini Süleyman’lar! Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle Geri gelsin Sinan’lar! Çarpılsın, hakikat niyetine Cenaze namazı kıldıranlar! Gel, Ey Muhammed, bahardır. Dudaklar ardında saklı Âminlerimiz vardır!.. Hacdan döner gibi gel; Mi'rac’dan iner gibi gel; Bekliyoruz yıllardır! Bulutlar kanad, rüzgâr kanad; Hızır kanad, Cibril kanad, Nisan kanad, bahar kanad; Âyetlerini ezber bilen Yapraklar kanad.. Açılsın göklerin kapıları, Açılsın perdeler, kat kat! Çöllere dökülsün yıldızlar; Dizilsin yollarına Yetimler, günahsızlar! Çöl gecelerinden, yanık Türküler yapan kızlar Sancağını saçlarıyla dokusun; Bilâl-i Habeşi sustuysa Ezanlarını Dâvûd okusun! Konsun, yine, pervazlara Güvercinler; "Hû hû"lara karışsın Âminler.. Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtiha’lar, Yâsin’ler! Arif Nihat Asya ( 1904 - 1975 )
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
52 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.