Antoine de Saint-Exupéry'nin gerçek yaşamından uyarlanmış kaldı ki karakterlerin isimleri de gerçek aynı kendi adı gibi. Bu eseri karakterlerin de isimlerini oluşturduğu arkadaşlarına ithaf etmiş. Ben de bu incelemeyi
Antoine de Saint-Exupéry'ye ithaf ediyorum.
Araştırmalarım sonucu iyi bir çevirmenden okumak istediğim için Bertan ONARAN çeviri ve remzi kitapevi baskısından okudum ve çevirisi harika. Değerli bir baskı olarak kütüphanemdeki yerini aldı.
Kitabı okurken ara sıra kendimi unutup pencereden dışarı uzun uzun bakıyorum bir salıncakta küçük bir prens sallanıyor. İkinci dünya savaşında çocuklara umut için yazdığı
Savaş Pilotu eseriyle insanlık için havalanan yazar gökyüzünden de sorumlu tutuyor bizleri. "Herkes herkesten sorumludur." Ve "umut" temalı aforizmalarıyla kalemi her zaman ilgimi çekmiştir.
Uygulamada kitabın neden 7 gibi bir puan olduğunu anlamak çok zor insanlar
Yaşamak gibi bir esere daha fazla puan vermişler insanlar kurgu drama oy veriyor. Oysa burada
Antoine de Saint-Exupéry savaşın gerçekliğini, çocukluğu edebi bir şekilde kaleme alıp tanımlaması, savaşın neden olduğu sonuçları, sivillerin göç etmelerindeki psikolojiyi, bir askerin psikolojisini, yönetim eleştrisi ve en önemlisi insanlığı gerekirse kendinden bile savunacağını söyleyen bir askeri anlatmış.
Geri dönüşü olmayan bir göreve gönderilen askerlerin yönetimi sorgulama ve psikolojik açıdan çok değerli. Çünkü anlamsız bir görev çöküşün ilk belirtisidir. Başka çaresi kalmayan yöneticilerin akılları masanın üzerine bırakıp "bir şeyler yapmamız gerekiyor" düşüncesiyle hareket ediyorlar çünkü bu bir savaş.
Suç ve Ceza eserinde "İnsan boğulmamak için nasıl da bir saman çöpüne sarılıyor." derken bundan bahsediyordu. Kısacası bir savaşın savaşa benzemesi için herkes elinden geleni yapıyordu.
Her şeyin yıkıldığı anda tehlike düşünülebilir mi? Geri dönüşü olmayan bir görev verilir. Askere, hiçbir anlamı kalmamış savaşa bir anlam vermesi istenir. Yolunu şaşırmış bir savaş bu, saatler durmuş. Ölümden başka bir şey uçmuyor havada ama bit pilot
Antoine de Saint-Exupéry insanlık için havalanıyor. Gerçek yaşamından uyarladığı eserleri gibi bu eser de kendi yaşamının bir parçası.
Savaşın ölüm getirmediğini adeta ölüm ektiğini, ormanların yok olduğunu insanların göç etmek zorunda kalmalarını ise bir ekmek ve su için göç eden insanların nereye göç ettiklerini soruyor yazar sanki gittikleri yerde ekmek ve su verecekler gibi sanki gittikleri yerde onları kucaklayacak bir çift kol varmış gibi. Bu eleştriden sonra mülteciler yönünden çok sıkıntı çeksek de savaş yüzünden göç eden insanlara bir ekmek ve bir su verildiği için ülkemle gurur duyduğumu söylemeliyim. Savaşta Fransa halkına kurşun yağdıran naziler belli bir yere kadar göç eden insanlara su veriyor bu çelişkiyi ve savaşın anlamsızlığını tekrar vurguluyor.
Ülkenin insanlarına savaşta sadece erkeklerin savaşacağı başka kimseyi ilgilendirmeyeceği algısı verilmiş olmasının nelere yol açacağının altı çizilmiş. Savaşan insanlar o kadar sıkıntı çekiyor ki seve seve ölüme giderler ama ölüm bir türlü çıkmıyor karşılarına
Siyah Lale eserinin final cümlesi gibi "İnsan yaşadıklarından o kadar acı çeker ki mutlu olduğu zaman mutluyum deme hakkını kendinde bulamaz." Ölmediği için mutlu mudur bu insanlar? Hiçbir şeyden korkusu yok bu insanların, içleri boş çünkü.
Neden hala savaşıyoruz? Demokrasi için mi? O halde onlarda da bizimle beraber savaşsın. "Bir yerde durabilsek bari ama yok hastaneler de boşaltılıyor. Oyunun kuralı böyle. Savaş esnasında yeni kurallar koyacak zaman yok. Bir yerlerde sahici bir ölüm bulsak bari! Ama artık sahici ölüm de yok." Bu savaşın ortasında bir ses duyuluyor "süt yok mu acaba?.." Eh işte, insanı gülmekten çatlatacak bir soru! "Yavrum, dünden beri bir yudum bir şey içmedi de..." bir bebek gösteriyor. Hayır süt yok. Yalnız demir yığını var. Halkı hiçliğe götüren, işe yaramaz, koca bir demir yığını var.
31 temmuz 1944 yılında uçağı vurularak derin kişiliği daha derinliklere gitmiştir.
Antoine de Saint-Exupéry hayatı ve eserleri hakkında kısa bir podcast hazırladım yorumlara bırakıyorum.
İçime bir
Ahmet Muhip Dıranas şiiri düştü.
Ey unutuş
Kapat artık pencereni
Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni
Çıkmaz artık sular altından o dünya.
Savaş PilotuAntoine de Saint-Exupéry · Remzi Kitabevi · 20161,316 okunma
Emeğine sağlık güzel ve yerinde bir inceleme olmuş bu kitabı okuduğum da bende seninle aynı duyguları hissettim etkileci bir kitap. Gerçekten de bir çok puanı yüksek kitaba on çeker daha çok okunması dileğiyle.