RİSALE-İ NUR SERENCÂMIM - 3
Yaz tatilinde elime alıp okumaya başladığım Risale-i Nur Külliyatı'ndan ilk kitap olarak 
Sözler eserinde bu eserin sadece lûgat ile anlaşılacak bir eser olmadığını anlayıp, ona muhatap olmak için dua da gerektiğini kavradıktan sonra elime geçen ve okumaya başlayacağım eser 
Tarihçe-i Hayat olacaktı. Ve okurken çok heyecanlanıp sürekli hayret ediyordum. Üstâd Bediüzzaman'ı, dâvâsını ve yaşadıklarımı okumak bana tarif edilmez bir haz veriyordu. Baştan sona ilk okuyup bitirdiğim eser Tarihçe-i Hayat olmuştu. Okurken anlamadığım yerleri medresedekilere sormaktan da geri durmazdım. Benim ilim yolculuğumda en güzel ve sevdiğim hâllerimden birisi, asla soru sormaktan geri durmamak ve daima öğrenmeye çalışmak için azmetmek idi.
Yaz tatili bitmiş ve yeni liseme başlama vakti gelmişti. Liseye başladığım yıl aynı zamanda 
Risale-i Nur Külliyatı'nı sırayla okuyup devredip tekrar başa alıp daima mütalaa etme yıllarımın da ilki olmuştu.
Cenâb-ı Hakk'ın beni bu dünya hayatına getirip hak olan İslâm dinini yaşamaya muvaffak kılıp İslâmî bir çevrede yetişip ardından da Kur'ân'ın bu asrın fehmine bir dersi olan Risale-i Nurlar ile tanışıp okumaya anlamaya muvaffak kılmasını, bu hayattaki en mühim ve en büyük talihim olarak görüyorum.
Lise 1'de aradığım külliyatı bulmuştum. Peki ben ne arıyordum? İlk ve orta okul yıllarında evimin yanında bulunan camiye gidip imama bana aklımdaki gibi kitap isterdim. Dualarımda da "Yâ Rabbi! Bana öyle bir kitap serisi nasip et ki, okudukça istifade edip hayatıma tatbik edeyim." derdim. Küçüklüğümden beri hep bir eser serisini okuyup onu her okuduğumda daha da iyi anlayıp, İslâm dinini yaşamak için bana vesile olmasını isterdim. Cenâb-ı Hak ruhuma bunu ilham etmiş ki, dualarım hep böyle idi. 
Mektubat'ta geçiyor ya; "Eğer vermek istemeseydi, istemek vermezdi." (Mektubat, s. 302) Rabbim bu duamı kabul edecekmiş ki, bu duayı etmeyi nasip eylemiș Elhamdülillah. Bu sebeple ben "Risale-i Nur benim kabul olunmuş duamdır." diyorum.
Risale-i Nur eserlerine merakım, okudukça artıyordu. Her yıl defalarca okuyup istifade edip hayatıma tatbik için gayret edeceğim ve anlatmaya da cehd edeceğim "dâvâ içinde dâvâ"m idi Risale-i Nur. Dâvâm; 
Kur'ân-ı Kerîm, Sünnet-i Seniyye ve İslâm idi. 9. Sınıf benim için Risale-i Nur derslerine gitmek, Nurları okumak, nerede ne var diye araştırmak ve ilk defa doğrudan Nurlara muhatap olduğum yıl idi. Aynı yıl içerisinde 
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Cep Boy)'ni baştan sona okumuştum. O yıl Kur'ân-ı Kerîm Meâli okumam ile Risale-i Nur eserlerini okumam, hayatımdaki en güzel kararlardan birisi olmuştu. Nurların, Kur'ân-ı Kerîm'in Tefsîri olduğunu, kaynağını Kur'ân'dan aldığını, te'sirinin de bu sebeple olduğunu ilk anladığım zamanlar idi.
10. Sınıfta ise artık "Nurları ben tüm insanlara nasıl ulaştırabilirim, bu kadar istifade edip feyz aldığım Kur'ân ve İman hakikatlerini muhtaç gönüllere ulaştırmak için ne yapabilirim?" düşüncesi bende fikr-i sabit hâline gelip bunu kafaya koymuştum. Ve o sene Cenâb-ı Hak birçok inâyet ihsan eyledi.
·
6 artı 1'leme
·401 görüntüleme
RİSALE-İ NUR SERENCÂMIM
1- #230473141
2- #230517913
3- #231281953
4- #231571114
5- #232012222
6- #233192824
7- #233291939
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.