Gönderi

832 syf.
8/10 puan verdi
·
18 günde okudu
“Zamanı geldiğinde hepimiz kara toprağa gireceğiz , zengin fakir herkes, herkes.. Kimileri gösterişli bir tabutta, kimileri basit bir sandık içinde gömülecek. Ancak hepimiz çürüyüp toprak olacağız, toprak, toprak,…” . . “Yaşanan bir olay herkes duyunca mı yüz karası ve rezalet bir durum oluyor?” . Thomas Mann’ ın kalemiyle Büyülü Dağ eserinde tanışmış biri olarak diğer kitaplarına hep mesafeli durmuştum, Buddenbrookları aşırı merak etmeme rağmen 830 sayfalık yolculuk gözüme büyüyordu ancak #ayseileokuyoruz sayesinde bu yolculuğa çıkmış bulundum. Korkumun aksine öyle akıcı bir okuma oldu ki yazarın ilk okuduğum eserinde oluşan bütün ön yargılarım kırıldı. Özellikle 25 yaşında yazmış olduğu bu ilk romanıyla bir de Nobel ödülü almış olması ayrı şaşırttı diyebilirim. . . Yazarımızın kendi ailesinden esinlenerek yazdığı bu kitapta ele aldığı dönemi düşünerek (1800ler) burjuva yaşamına dair hem bir özlem hem bir serzeniş hissettim satır aralarında. Yapılan sınıf ayrımlarında dudak bükmeleriyle yaptığı küçük alaylar, hem aile hem iş çevrelerinde yapılan önemli toplantılarda düzenin sağlanması açısından bir özlem diline dönüştü. Dört kuşaklık bir aile hayatı üzerinden inşa edilen Buddenbrooklar kendi küçük burjuva ailesi ve birkaç mahallelik burjuva dünyası içinde sürüp gitti. Arada bir şehirler arası yolculuklarda dönemin arka planda gerçekleşen savaş ve reformlarına değinilse de, kendi dünyalarında gerçekleşen her doğum, düğün, ölüm, seçim dünyanın en önemli olayı gibi olarak kayda alındı. Altın yaldızlı kalemlerle tutulmaya başlamış Buddenbrooklar aile kütüğünde inşa edilen aile kalıbı, hiçbir sorgu suale yer vermeksizin bir sonraki nesile giydirilmeye çalışıldıkça çatladı çatladı ve kitabın üzerinde yazdığı gibi bir ailenin çöküşüne sebep oldu. . . Kitabın girişinde görkemli bir yemek şöleniyle okuyucunun gözünü kamaştırarak tüm karakterleri tanıtan yazarımız, asıl karakteri ortaya çıkarana kadar olağan akışta öyle güzel yan karakterleri hayata katıyor ki nasıl ilerlediğinizi yılların nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz, baş karakterimizin içsel dünyasına ışık tutana kadar verilen her detay gözünüzün önünde sahneler canlandırarak sanki bir at arabasının arka koltuğuna yaslanmış şekilde sokaklarda dolaşıp olaylara tanık oluyormuş hissiyatı yaşatıyor size. Bazı bölümler hariç çok fazla felsefik sorgulamalara girmemesi 830 sayfalık serüveni sıkıcılıktan uzak tutmuş diyebilirim. Soyluluk yarışı, şan, şöhret, servet yarışı hayatın neresinde olmalı ya da olmamalı, neleri kazanabilecekken nelerden feragat edilir örneği bir eser. . “Yaşamınızın güzel anlarını hüzün dolu yarınlar karartmasın.”
Buddenbrooklar
Buddenbrooklar
Thomas Mann
Thomas Mann
Buddenbrooklar
BuddenbrooklarThomas Mann · Can Yayınları · 20151,497 okunma
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.