Victor Hugo
Bir Mahkûm!
Bir İdam Mahkûmu!
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Ne adını ne suçunu biliyoruz mahkûmun. Bildiğimiz bir şey var ama… Mahkûmun ölüm karşısındaki çaresizliği…
Öleceği günü ve saati biliyor mahkûm.
Bunu bilerek, bekleyerek yaşıyor bir süre…
Yaşamak denirse…
Ölüm anı…
İşte o anı düşünmekten alıkoyamıyor kendini.
Birkaç şey daha var aklından çıkaramadığı…
Bir geride bıraktıkları…
Annesi, eşi, kızı…
Kızını; pembe yanaklı, iri siyah gözlü,çok sevimli, üç yaşında narin bir kız diye anlatıyor.
Bir de affedilme ya da kaçıp kurtulma ihtimali…
“Belki de beni affedecekler. Kral bana kızgın değil. Gidip avukatımı bulsunlar! Çabuk avukatımı çağırın!
Kürek mahkûmu olmak istiyorum.
Ömür boyu küreğe mahkûm etsinler. Ama hayatımı bağışlasınlar! Bir kürek mahkûmu yürür, gider, gelir, güneşi görmeye devam eder.”
Hal böyleyken “Ölmeyi bin kez tercih ederim ! “ dediği kürek mahkumiyetine bile razı olacaktır.
Bir çırpıda okunabilecek etkisi ise uzun sürecek ! Okuyunuz.