Emine Karaman yorumladı.
Detaylarda sebebi nedir bunun ?
Kadının gücüne teslim olmuş, emirlerine amade partnerine kırılan, küsen, alınan, tripli, içli erkek tipleri giderek artıyor.
Şimdi bu garip duyarlılıkta ki erkekler, kadınların giderek daha da eril ve baskın olmasına sebep değil mi.
Ve bu kadınlar ; Hayatın devamında güçlü, kararlı ve baskın, gerektiğinde yumruğunu masaya vurup kadına söz geçirebilen bir eş modelini bulamayınca mutsuzlukları artmıyor mu ?
İslam dini kadınların rey'inden istifade etmeyi makbul kabul etmek ile birlikte(görüşünün alınması, istişare edilmesi, fikrinin sorulması vesaire) kadına tamamen itimad etmeyi men etmiştir. Çünkü birlikteliği tamamıyla kadının idare ettiği durumda vehim neticeler zuhur eder. Bunun tarihi misalleri pek çok. Koçi Bey risalesini mütalaa edenler Nurbanu Sultanın devlet işlerine müdahelesiyle devletin maddi ve manevi inkırazına(çöküşüne) ibtida etmiş olduğunu görürler.
Maskülen olmak, eril olmak, korumacı olmak ve kadına söz geçirmek ÇOK farklı şeyler. Birinde sevgi ve aşktan gelen özellikler , diğeri cehalet. "Kadına söz geçirmek" tabirini mantıklı bulan insan ya hayatında hiç aşık olmamış hiç gerçek sevgi tatmamıştır ya da annenin sadece çocuk bakıp ev islerini yaptığı ve baba tarafından yeterli ilgi ve değerin gösterilmediği bir aile ortamında büyümüştür.
Çağlar boyunca cinsiyetler arasında bir hükmetme çabası vardı. Bunun başlıca sebebi erkekler. Bedenler üzerinde kurulan baskı kabul edilemez. Bahsettiğin güçlü ve kararlı birey kadın da olabilir.O masaya yumruğunu vuran erkekler halt yiyor. Ülkemizdeki kadın cinayetlerinde önünü açıyor bu davranış biçimi.Yobaz olmayı ve masaya yumruğunu kim vuracak düşüncesini bir kenara bırakıp kadın, erkek ayrımcılığını bitirin.
Bu yorum görüntülenemiyor
Ben toplum kendini dengelemeye çalışıyor gibi görüyorum. Bu dengesizlik ilk ne zaman başladı bilemem ama şu kesin ki erkek ve kadın toplumdaki dengesizliğe çare bulmaya çalışır gibi davranıyor. Erkek duyguları arıyor, kadın ise gücü. Dengesizlik arttıkça da davranışlarımız gittikçe kutuplaşıyor. Erkekler, kadınlara ait gibi gösterilen özelliklere sahip olabilir, aynı şekilde kadınlar da erkeklere uyuyormuş gibi adledilen özellikler gösterebilir. Ama tüm bu anlaşmazlık, kutuplaşma ipin ucunu kaçırdığımız zaman başlıyor. Kutuplaşma arttıkça da ne kadın erkeği anlıyor ne de erkek kadını, her iki insanda da mutsuzluk kaçınılmaz oluyor maalesef. Ben çözümün birbirimizi dengelemeye çalışmak yerine kendimizi dengelemek olduğunu düşünüyorum. Bireyler kendini dengeye aldıktan sonra, karşıdaki kişi de aynı olduğu takdirde ne toplumsal ne de ilişki bakımından bir anlaşmazlık kalmayacaktır diye umuyorum.
Evet biyolojimiz gereği iki cinsiyet farklı rollere yatkın ama biz insanız ve irademiz var, her şeyimizin toplumun kalanıyla aynı olmayacağını kabullenmeliyiz ve toplumun yapacağı "normal" baskısına teslim olmamalıyız.
İçinizden geldiği gibi davranın, duygusal bir erkek olmak veya eril enerjisi yüksek bir kadın olmak kötü bir şey değil, unutmayın siz size biçilen rolün dışında mutlu olabiliyorsanız karşı taraf da bundan mutlu olabilir ve belki bir gün mutlu olabileceğiniz, kendiniz olup sevileceğiniz bir ilişkiniz olur. Toplum normalleri bazen karşı cinsi anlamada etkili olsa da içinizden geldiği gibi davranmasına engel olmamalı.
Erkek kardeşi olay yaratmak için saçlarını ablasına tutturmuş
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.