Gönderi

Alenka Zupancic ise Slovaj Zizek ve Lacan'dan hareketle her edimin öznenin bir tür geçici tutulmasına yol açtığını, her edimde öznenin yok edildiği ve peşinden yeniden doğması olarak değerlendirildiğini anlatır. Lacan bir edimin işte bu özellikleriyle bağlantılı olarak intiharın her (başarılı) edimin paradigması olduğu-nu iddia etmektedir. (2010: 99) Zupancic ise iki tür intihardan söz eder. Öncelikle fedakârlık etrafında gerçekleştirilen, “Görev çağırdığında, bunu veya şunu, eğer gerekirse hayatımı bile feda ederim.” intiharın iki çeşidinden biridir. Diğerini ise şöyle izah eder: “İkin-ci türden intihar daha az popülerdir, çünkü hiçbir davaya, hiçbir amaca hizmet etmez. Burada söz konusu olan, sonunda ötekinin sunağına sunabileceğimizin en fazlası olarak kendi hayatımızı koymamız değildir. Ana fikir, kendimizi öteki yoluyla ötekinin içinde öldürmemizdir. Ötekinde, sembolik düzende- varlığımıza kimlik, statü, destek ve anlam vereni yok ederiz.” (2010: 100) Bihter, içindeki yabancıyı, patolojik kalıntıyı yani kötücül anneyi söküp atmak ister. İçindeki patolojik kötücül anneyi öldürmek için ise kendisinde öldürmek zorundadır. Nitekim Behlül'le yasak ilişkisini Adnan Bey öğrendiğinde Bihter annesinin kızı olmamak için intihar eder:
Sayfa 192Kitabı okudu
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.