Nasıl okumak mevzusu herkesin üzerine konuştuğu ama asla kimsenin anlamlandıramadığı dibsiz bir kuyu gibi. Kuyunun dibine ulaşan o tok taş sesini duymak isteyenimiz çok ama duyanımız çok az. Kuyunun dibine, göğün arşına, denizin derinine; ismine ne dersek diyelim belkide o ulaşılmaz sona ulaşmak gibi bir gayemiz var. Sanki orayı bulursak rahat edecekmişiz gibi, sanki daha çok ve daha çok tüketirsek kitabı,müziği,filmi veya resmi oraya yetişebilecekmişiz gibi. Bu da insanı "anlayandan" çok "tüketen" yapıyor. Büyük yanılgı ama alıcısı çok.