Gönderi

Mutfakta, Madam Manec'in arkadaşlar ı Marie-Laure'un saçlarından ve çillerinden bahsediyorlardı. Paris 'te, diyordu kadınlar, insanlar bir somun ekmek için kuyr u kta beş saat bek­ liyorlar mış. İnsanlar ev hay v anlar ı nı yiyorlar, çorba yapmak için güvercinleri tuğlalarla eziyorlarmış. Domuz eti yokmuş, tavşan eti yokmuş, kar n abahar yokmuş. Arabaların fa rlar ı da hep maviye boyanmış, diyorlardı. Geceleri şehir mezarlık gibi sessiz oluyormuş: Otobüs yokmuş, tren yokmuş, benzin de hiç yok gibiymiş . . . Marie-Laure önünde bir tabak kurabi­ ye, kare masada oturuyor ve yaşlı kadınların elleri damarlı, bulanık gözlü ve kocaman kulaklı olduklarını hayal ediyordu. Mutf a k penceresinden bir kır kırlangıcının vit vit vit sesi, kale duvarlarİndan ayak sesleri, bayrak direklerine vuran bayrak iplerinin sesi, limandan menteşe ve zincir gıcır t ılar ı geliyor­ du. Hayaletler. Almanlar. Salyangozlar.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.