Gönderi

"Sen neden yazıp da, bize dünyanın bütün sırlarını anlatmıyorsun Zorba?""Neden mi? Çünkü ben, senin dediğin o bütün sırları yaşıyordum, yazmaya vaktim yok da ondan. Bazen dünya, bazen kadın, bazen şarap bazen santur... Onun için, şu saçmalar yumurtlayan kalemi ele alacak zamanım yok. Böylece de dünya, kağıt farelerinin ellerine kaldı; sırları yaşayanların vakti yok; vakti olanlar ise sırları yaşayamıyorlar.” Zorba’nın cesaretsiz dediği bu kalemşörler olmasaydı, acaba biz bugün Zorba’yı ve onun gibi daha nice kahramanları nereden bilecektik! Bir gün de Zorba Patron’a kazık bir soru sorar; “Sen bir bavul dolusu sayfa okumuş olmalısın, belki bilirsin…Dünyaya özgürlüğün gelmesi için bu kadar çok cinayet ve alçaklık gerekli mi?” Patron bu soruya yanıt vermekte zorlanır fakat aklından geçenlere engel olamaz. “Tanrı dediğiniz şey yoktur, ya da Tanrı cinayetlerle alçaklıkları seviyor da ondan , ya da bizim cinayet ve alçaklık dediklerimiz, savaş ve dünya özgürlüğü için gereklidir… fakat aklından geçirdiklerini Zorba’ya söyleyemez ve başka bir açıklama yolu bularak şunları söyler; Gübre ve pislikten bir çiçek nasıl filizlenip beslenir? Varsay ki Zorba, insan gübre, özgürlük de çiçektir… Zorba yumruğunu masaya vurup , “iyi ama” der, “ya tohum?” Bir çiçeğin bitmesi için tohum gerekli. Bizim pis içimize, böyle bir tohumu kim koydu? Bu tohum niçin iyilik ve namusla beslenip çiçek açmasın? Ve kanla pislik istesin?”
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.