Ve nitekim böyle de oldu; kendimiz fikir üretmek yerine nakil (aktarım) ve taklit (kopyalama) hastalığına tutulmuş biz
pedagog, psikolog ve psikiyatristler, âdeta hiç sağduyumuz, vicdanımız, geleneksel birikimimiz yokmuş gibi, bize danışan insanlara, “Çocuğu zorlamayın, üstüne varmayın, bırakın kendi seçsin!, doğruları kendi bulsun, renkler ve zevkler tartışılmaz, yeter ki azmet; istediğin her şeyi olabilirsin, hayallerinden asla vazgeçme, bu beden senindir istediğin gibi
kullan, başkalarının ne dediğine aldırma, önemli olan öz saygındır, "Toplum içinde nasıl davransam?' diye mi endişeleniyorsunuz? Sadece kendiniz olun, herkesin bir doğrusu vardır." gibi safsataları papağan gibi tekrarladık. Bu bencil, serseri varoluş tarzı her yerde yüceltildi; mesela Frank Sinatra'nın
"My Way" şarkısı bu kitabın yazarının bile içini hâlâ özlemle
yakar... Peki ya benim yolum rezillik olmuş ise? Burada da cevap yine hazırdır: "Varoluşun bütün sokaklarına girmeden
varolmanın ne olduğunu bilemezsin."