"Çoğunluk çoğu zaman ne istediğini bilmez, zira kendisi için neyin iyi olduğunu bildiğine pek rastlanmaz." Bu yüzden yurttaşların, ne istediklerini daha iyi anlayanlar tarafından yönlendirilmesi -gerek olduğunda da zorlanması- gerekiyordu. Bu yüzden 1946'da kaleme aldığı bir yazısında Bertrand Russell, bu türden duyguların Rousseau'yu "sözde demokratik diktatörlüklerin siyaset felsefesinin mucidi'" yaptığını söyledi. Dolayısıyla Russell'a göre, "Hitler de Rousseau'nun bir sonucuydu."