Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Uzun ama aşırı leziz bir alıntı.
Bütün bunlar bir hiçti. Ben şiir yazmak, vaaz vermek, resim yapmak için gelmemiştim dünyaya; ne ben ne de bir başkası öyle bir amaç için dünyada bulunuyordu. Bunların hepsi arada baş gösterip ikinci planda kalan şeylerdi. Herkes için gerçekte bir tek uğraş vardı: kendini bulmak. İnsan şairlikte, cinnette, peygamberlikte ya da canilikte alabilirdi soluğu, bu onun bileceği şey değildi, hatta bunun önemi de yoktu hiç. Onun işi, rasgele bir nitelik taşımayan kendine özgü yazgıyı ele geçirmek, bu yazgıyı tümüyle ve kesintisiz olarak sonuna dek yaşamaktı. Geri kalanı yarım sayılacak işlerdi; kaçıp kurtulma girişimleri, kitle idealine sığınmalar, uyum sağlama çabaları ve kendi iç dünyası karşısında korkuya kapılmalardı. Yeni görüntü, korkunç ve kutsal, gözlerimin önünde yükseliyordu; şimdiye dek yüzlerce kez sezilmesine, belki ikide bir dile getirilmesine karşın ancak şimdi yaşanmaktaydı. Ben fırlatıp atılmıştım doğa tarafından; bir belirsizlikten içeri, belki yeni bir şeyin, belki hiçbir şeyin kucağına savrulmuştum; alabildiğine derinliklerden bu fırlatılıp atılışın etkisini göstermesini sağlamak, onun istemini ruhumda hissetmek ve onu dü­pedüz kendi istemim durumuna sokmak, işte benim işim yalnızca buydu! Yalnızca bu!
Sayfa 156 - Can Yayınları
··
2 artı 1'leme
·
317 görüntüleme
Elvan okurunun profil resmi
Maddeyi bırakıp iç sesiyle tanışan tüm yazarların ruhsal sınırlarda gezdiğini görüyorum, büyük sıkıntılar, büyük yanılgılar toplanıp standart kabul edilenin dışına taşırıyor insanı. Çok seviyorum bu farklılıkları. Asıl özgünlük insanın kalıplardan sıyrılmasıyla görülüyor. İnşallah hep birlikte sıyırırız. :)
Homeless okurunun profil resmi
Hep birlikte sıyırmayı ben de isterim. Çünkü toplumun normları bizi olabildiğince kısıtlıyor. "İnsan özgür olmak zorundadır" :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.