Gönderi

Korkularımdan kaçıyordum. Ve bu kaçış beni kendi yumuşak yönümden, kırılganlığımdan ve derinliğimden uzaklaştırıyordu. Bu uzaklık kendini ilişkilerimde de gösteriyordu. Sevgililerim kırılganlığımın izdüşümlerini taşıyorlardı ve ben de onları fazla "yapışkan" veya korkak bularak reddediyordum.İçimdeki en derin korkularla temas halinde değildim; aşktan ve kaybetmekten korkuyordum. Temelde inanıyordum ki eğer durup da korkularımı incelersem beni ele geçirebilirlerdi. Kısacası tüm korkularımın yerine başka bir şey koyabilmek üzerine kurulu bir yaşam tarzını seçtim. I was running away from my fears, and this running away distanced me from my own softness, fragility and depth. This distance manifested itself in my relationships. My lovers bore projections of my fragility and I rejected them as too "clingy" or cowardly.I was out of touch with my deepest fears; I was afraid of love and loss. I basically believed that if I stopped and analysed my fears, they could take over me. In short, I chose a way of life based on replacing all my fears with something else.
·
4 artı 1'leme
·
425 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.