Gönderi

Ama kafamız nasıl güzel
- Evvelâ esrara dair bir hikâye anlatmakla başlayayım: Yedikule surlarının dibine üç sarhoş gelmiş... Biri şarap, öbürü kokain, daha öbürü de esrar sarhoşu... Masal bu ya; Bizanslılar zamanında olduğu gibi, surların kapısını kilitli bulmuşlar... Nasıl girsinler?.. Üç sarhoş ayrı ayrı sarhoşluklarının belirttiği mânalara göre tekliflerde bulunmuşlar... Şarap sarhoşu demiş ki: «Ne düşünüyoruz, kapıyı tekmeleyelim, devirelim, girelim!»... Buna, karakteri derin bir sulhçuluk, sabır ve tahammülden ibaret kokain sarhoşu şöyle mukabele etmiş. «Yahu, telâşınız ne garip! Şuracığa uzanıp sabahı bekleyelim. Kapılar açılınca girelim!»... Birbirine tam aykırı bu iki arzuya karşı esrar sarhoşu basmış kahkahayı;. «Ayol, demiş, ikiniz de ne ahmak, ne kaba insanlarsınız! Kapının anahtar deliğinden süzülüp içeriye girmek varken hâlâ boş yere ne konuşuyorsunuz?»... Şimdi anladın mı esrarla ötekiler arasındaki farkı?..
Sayfa 230
·
1 artı 1'leme
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.