Gönderi

"İri yarı ve ağırdım" diyor. "Akşam olduğunda insanlar üzerlerine düşen gölgemden korkardı. Ben de gökten yağan bombalardan korkardım. Çok uzaklara uçar, tehlike geçince dönüp cesetlerinin üzerinde uzun uzun süzülürdüm. Ölümü severdim. Ölümle oyun oynamayı severdim. Dağların karanlık tepelerine tünerdim; kanatlarımı kapatıp bir taş gibi kendimi boşluğa bırakırdım. Ama bu düşüşü sonuna kadar götürmezdim. Hala korkarım. Yalnızca başkalarının ölümünü severdim. Kendi ölümümü sevmeyi çok sonradan öğrendim, çok sonra. Kuşu avuçlarımın arasına alıyorum, okşuyorum. Kanatları kırılmış. "Yürekleri kırılan dostlar asla geri dönmez" diyor. "Şehre git. Orada hala ışık var. Yüzünü solgunlaştıracak bir ışık var orada, ölüme benzeyen bir ışık. Aşkı bilmedikleri için mutlu olan insanların olduğu yere git. O kadar doygundurlar ki, ne birbirlerine ne Tanrı'ya gereksinim duyarlar. Geceleri kapılarını sıkı sıkı kilitleyip hayatın geçmesini sabırla beklerler."
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.