Karamazov Kardeşler gibi zirvedeki bir eserden başlama cahilliğimden sonra(#232349654) aynı hataya bir kez daha düşmemek için adımlarımı daha dikkatli atmaya karar verdim ve Proust üzerine uzun uzun araştırma yaptım.
Hazlar ve Günler Kayıp Zamanın İzinde’ye giden yolumun ilk taşı. Bu yolculuğu büyük hazlarla taçlandırarak bitirmenin umudu ile Proust’un dünyasına bir adım attım. Hoş, henüz yayınlanmamış onca mektubunun olduğunu düşünürsek Proust’la girilen yolun sona ereceğini düşünmek belki biraz delilik ama neyse.
Proust bu eseri 20’lerinin başında yazmış. Yetkinlik bakımından diğer eserleri ile bir kıyas yapamayacağım çünkü henüz hiç bir kitabını okumadım.
1871’de doğmuş Proust. Bu eseri de 1896 da yayınlanmış. Dünyanın çehresini değiştirecek savaşlara neredeyse çeyrek asır daha var. Altları kurtlar tarafından oyulmuşçasına temelleri zayıflayan, “son” denen bir kavramı hiç bilmiyormuşçasına bir sarhoşlukla varlığını sürdüren monarşilerin hüküm sürdüğü bir dünyaya doğmuş bir eser
Hazlar ve Günler. Sosyete toplantıları, cemiyet hayatı, aşk sarhoşu soylular… dünya sanki yalancı baharını yaşıyor da birazdan bir fırtına kopacak. Uzun süre dünya savaşlarının sarsıntılarının uzandığı 20. Yy edebiyatı okuduktan sonra, savaşların gölgesinin henüz düşmediği aşkları, tutkuları, mal mülk gösteriş sevdalarını sinsi bir gülümseme ile okudum. Bir an dedim ki, bu kadar savaş hikayesi okuduktan sonra sanırım bir daha saraylarda geçen 18. Yy romanlarını ciddiye alamayacağım.
Tam da böyle bir atmosfer var kitapta. İlk okumaya başladığımda kendimi Tolstoy’un Anna Karenina’sında hissettim. Sanki biniyoruz bir at arabasına, Petersburg sosyetesinin eksiksiz katıldığı bir davete gidiyoruz şık elbiselerimiz, gösterişli mücevherlerimizle. Elbette Rus edebiyatı benzerliği yok burda. Bu, 19. Yy’da her ülkede rastlanabilecek benzer bir yaşantı türü. Ha! Birazcık Tolstoy tadı vermedi değil. Tolstoy’daki gibi ahlakçı olmasa da, inceden bir mesaj kaygısı sezdim sosyete yaşantısı üzerine. Kayıp Zamanın izinde de varmış bu, nitekim zaman zaman sosyete yergisi yaparmış Proust.
Çoğu dönemin Fransız sosyetesinin yaşamını gözler önüne seren hikayeleri içeriyor Hazlar ve Günler. Gerçekten de Hazlar ve günler yani. Proust’un kalemi ile tanışmak adına benim için de güzel bir başlangıç oldu.
Hazlar ve GünlerMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20201,327 okunma
·
1 artı 1'leme
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
