Gönderi

Gerçek şudur ki, sihirbazların zihinleri, düşüncelere şekil verebilir. Cadılar, dünyada var olan şeylerle çalışırlar ama bir sihirbaz, yeterince de iyiyse, hayal gücünü ete kemiğe büründürebilir... Lakayt bir biçimde "zaman ve uzam evreni" olarak adlandırılan küçük mum ışığı halkası, eğer çok daha nahoş ve öngörülemez bir şeyin içinde yüzüyor olmasaydı, bu sorun var olmazdı. Normalliğin kırılgan perdelerinin ötesinde, tuhaf Şeyler, homurdanarak dönerler. Zaman'ın kıyısındaki derin çatlaklarda, garip ötüşler ve ulumalar her zaman vardır. Oradaki Şeyler o kadar korkunçtur ki, karanlık bile onlardan korkar. Çoğu insan bunu bilmez ve böylesi çok daha iyidir, çünkü herkes battaniyeyi başına çekip yataktan çıkmayı reddetseydi, dünya işleyemezdi. (Ve evet, insanlar, sadece bir gölge kalınlığı kadar uzakta kendilerini ne dehşetlerin beklediğini bilseler, tam olarak böyle yaparlardı.)Sorun şudur: Büyü ve gizemcilikle ilgilenen insanlar, ışığın kıyısında çok fazla zaman geçirirler; dolayısıyla Zindan Boyutları'ndaki yaratıklar da onları fark eder. Ve bu yaratıklar, bítmek tükenmek bilmez "gerçekliğe geçme çabaları" için onları kullanmaya başlar.
Sayfa 126Kitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.