Gönderi

Yeşil Işın
Anabel ve Toni, güneşin batışını izlemek için denizi yukarıdan gören kumun tepesinin en yüksek noktasına çıkıyor. Tepeye ulaşınca, Anabel’in soluğu kesiliyor. Gökyüzü kırmızı, turuncu, mor, güneş kocaman, renkli gölgeler suyun yüzeyinde dans ediyor. Her şey mükemmel! Anabel, Toni’ye dönüp, “Ne kadar büyüleyici, öyle değil mi?” diyor. Toni, elektronik oyuncagini çıkarmış, kumların üstünde oturuyor. “Neredeyse son seviyeye geldim, dikkatimi dağıtma!” Anabel sesini çıkarmıyor ve güneşin ufukta batışını izliyor. Belki de yeşil ışını görebilecek, güneşin bazen, batmadan hemen önce, yeşil renkte son bir ışın yaydığını duymuştu. Anabel, duygularını Toni’yle paylamamadığı için hayal kırıklığına uğradı. Bu, onun mutlu olmasını, duygulanmasını, bu güzellikten etkilenmesini engellemiyor, ama kendini Toni’den uzak hissediyor. … Güzelliğin insanda yarattığı mutluluksa bunlardan farklıdır. Güzellik, bizi duygulara boğar, her şeyi çok güçlü bir şekilde hissederiz, bütün duyularımız sonuna kadar açılır. Bu tür bir mutluluk da ancak bizimle başkaları arasında sürekli paylaşılarak var olur. Güneşin batışını ya da Ay’ın yükselişini izlerken, okyanusu ya da yıldızları seyrederken, müzik dinlerken ya da bir sanat eserine bakarken, erkek ya da kadın milyonlarca kişinin ne hissettiğini anlar, onların da bu güzellikten etkilendiğini hissederiz. Böylece, dünün ve bugünün insanlarıyla,, buradaki ve başka yerlerdeki insanlarla, aynı zamanda da yıldızlarla, renklerle, kokularla, rüzgârla, -yani, hayatla bütünleşiriz.
Sayfa 37 - Günışığı Kitaplığı
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.