gölgesinde doğduk papatyaların
mutluluk dilberinin pamuk gibi elleri
okşadı ruhumuzu yeryüzü kundağında
ağıtlarla büyüdük
anladık ki, ağıt çelikten bir bıçakmış
ucunda korkuların zehirli pırlantası
delik deşik oldu yüreklerimiz
koydular önümüze acıdan ayrılıktan
gözyaşından
yalnızlığın pınarından
şundan bundan derlenen ömrümüzü
şimdi kuşlar kanatsız uçuyor gönlümüzde
bulutlar yağmura hasret
geceler gündüzü bekliyor içimizde
şimdi kanlı bir piyestir zaman
sahneler zindan
hüznümüz sığmıyor kulislere
alkışlar ve kırbaç sesleri arasında
gemiler yanaşıyor gözlerimize
sonsuzluk denizi açıyor kapısını
dalga dalga çiçekler
ilahi söyleyen deniz kızları
birer birer ruhumuzdan geçer
birer birer
yıldızlar birikir çevremizde
ve güneş ve ay
ve bütün parlayan çocukları fezanın
şimdi mutlu bir ezgidir dilimizde
umutlar çoğalırken aynalarda
zincirler erirken sevginin sıcağında
söylemeye gerek yok esir düşlerimizi
huridir, elinde bir demet, bize ölüm
dünya söylesin yağan rahmeti üstümüze