Gönderi

"Siz bir buçuk kadeh içtiniz ama..." Gülecekler. Kadın ekleyecek: "Ben de ömründe tek kadeh devirmemiş insanları sevmem zaten. Özür dilerim. Galiba bunu daha önce söylemiştim." Adam: "Hayır," diyecek, "bunu söylemediniz." Giderek kendimize daha kalın kabuklar ediniyoruz, dikenli duyargalarımızı daha çabuk içeri çekiyoruz, dediniz. Kabuklu hayvanlara benzedik; öyle ki. titreşimlerimizin suyun gelgitlerine mi kendimize mi ait olduğunu, ruhumuzun mu bedenimizin mi üşüdüğünü başta kendimiz, artık kimse kestiremiyor. Onun için kabuklarımıza dokunmamız, dokunmamız, denizlerin derinliklerinde, mağaralarında da birbirimizi ve kendimizi aramaya gitmemiz gerek, dediniz. "Ömründe tek kadeh devirmemiş insanları sevmem, demediniz de, yanılmıyorsam, tek korkum, ürperişlerin algılanamayacak kerte unutulmuş, yedi kat yerin dibine gömülmüş olmasıydı, dediniz." Ta derinlere de kaçsa, dokunuşların hissedilebileceği an'lara sımsıkı sarılmalıyım. O zaman kadının bakışları adamı -ancak yeni bir cinsin olabilecek- yepyeni bir aşkla kuşatacaktır: Sahiden söyledim mi? Ben sadece düşündüm sanıyordum.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.