İnsan da Bir Hayvandır!
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/C5WIuVetycP
Hayvanlarda da insanlara benzer bir anlam arayışı olabilir mi sizce?
Önceden Jack London'dan okuduğunuz bir kitap var mı? Jack London kitapları okumak benim için her zaman ayrı bir keyif olmuştur. Dili o kadar sade ve verdiği mesajlar o kadar net ki, hayatın keşmekeşine karşı çok iyi gelen bir yazar olduğunu düşünüyorum.
London okumaya uygun bir başlangıç kitabı olduğunu düşündüğüm ve her yaşa hitap eden 
Vahşetin Çağrısı, bize hayvanların da bir anlam arayışı olabileceğini söylüyor aslında. İnsanlar olarak evrendeki yerimizi nasıl sorguluyorsak, bu kitabın içinde de evrendeki yerini sorgulayan bir hayvan var.
Hayvanlardan bahsetmişken size harika bir bilgi de vermek istiyorum... Aslında hayvan yani "animal" kelimesinin kökeni de Latince'de ruh ve nefes anlamlarına gelen "anima" kelimesinden geliyor. Hepimiz de içimizde bu ruhu ve nefesi taşıyoruz. Fakat insanlar olarak ne yazık ki bize has o egoyu kıramıyoruz...
Nasıl ki insanlar arasında halihazırda bir güç savaşı varsa, bunun aynısının hayvanlar arasında da olabileceğini kanıtlayan bir kitap bu. Hayattaki her şey 
Michel Foucault'nun da dediği gibi mikro ve makro iktidarlardan oluşuyor aslında. Nereye baksak hayatın her yerinde bir güç savaşımı ve varoluş mücadelesi görebiliyoruz.
Bu kitaba başlarken kapsamında bu kadar varoluş mücadelesi içeren bir kitap okuyacağımı bilmeden başladım. Ama kendinizi bir süre sonra doğanın içinde yalnız bırakılmış gibi hissediyorsunuz. Nasıl ki avcılık toplayıcılık dönemlerinde insanoğlu doğaya en uyumlu canlı olmak için mücadele etmişse, bu kitapta da bu mücadelenin bir benzerini bulabiliyorsunuz.
Elbette sadece bir hayvana karşı değil, aynı zamanda insanlığın hepsine karşı da düşünceler üretebileceğiniz bir kitap bu. Çünkü insanlar olarak birbirimizle olan çekişmelerimizi ve rekabetlerimizi de gözler önüne seriyor. Kitaptaki şu alıntı da bunu tam olarak kanıtlıyor bize:
"Kendi sefaletlerinin büyüklüğünden, hayvanların çektiği acılara karşı hissizdiler." (s. 61)
İnsan türünden bir kişi olarak hayvanları kendimizden aşağı gördüğümüz için onlara karşı eziyette bulunmayı reva görüyoruz. Bunun da bizi doğada en üstün konuma çektiğini düşünüyoruz. Fakat milyarlarca canlının içindeki basit bir canlıdan ibaret olduğumuzu unutuyoruz. İşte bu kitap insana bu basitliğini hatırlatıyor.
Kitap okuma grubumdaki yayınlarda yaptığım gibi Buck karakterinin de derinliklerine inmek istiyorum biraz. Çünkü kitabın içindeki "vahşetin ve doğanın ilkel kökenlerinin çağrısı" metaforu çok hoşuma gitti. Hatta bana 
Carl Gustav Jung'un ortaya koyduğu ortak arketipleri hatırlattı.
Hepimizin geldiği ilkel bir köken var ve bu kökenlerimizi hâlâ üstümüzde taşıyoruz. Çok modern canlılar olduğumuzu düşünmemiz de tamamen bir yanılgıdan ibaret. Türümüzün devamı için hâlâ yemek yemek, uyumak, nefes almak ve sevişmek zorundayız. İlk insanın varoluşunun üzerinden milyonlarca yıl geçse bile bu ilkel faaliyetleri yapmak zorunda olan canlılardan ibaretiz.
İşte bu yüzden Buck karakteriyle ortaya koyulan doğaya ve öz'e dönüş düşüncesi benim epey hoşuma gitti. İnsanlar olarak özlerimizden kopmuş olmamız ve doğamızdan uzaklaşmamız her geçen gün daha çok gözüme çarpıyor. Belki de bu tür kitaplar bize bu kadim özün varlığını daha çok hatırlatan kitaplardan olabilir.
Ayrıca sadece bunları da değil, sadakat kavramını, merhameti, doğadaki doğal seçilim döngüsünü, ölümü, varoluşumuzun anlamını da sorgulayabileceğiniz bir kitap okumak isterseniz size bu kitabı kesinlikle önerebilirim. Bundan sonraki okumam Martin Eden olacak ve onu da çok seveceğimi şimdiden biliyorum.
Nereden geldiğimizi unutmadan özümüze sadık işler yapabilmemiz dileğimle...
·
2 artı 1'leme
·11,6bin görüntüleme
incelemeyi kaçıranlar için jack london hakkında bugüne kadarki yegane yorumumu yazdım. bence okuyun derim 🥳
jack london okuyan yok hiç sanırım..
Emeğine sağlık 👌🏻🫡
bu kitabı erteliyordum her seferinde, okuduğum kitap bitsin başlayayım. emeğinize sağlık 🙌
kesinlikle okunmalı. 1-2 günde rahatlıkla bitirebilecek bir kitap. teşekkür ederim 🙏🏻
Ne kadar güzel ve emekle hazırlanmış bir inceleme. Beğenmenize çok sevindim efendim. Ben de okuduğumda çok etkilenmiştim. Jack London'ın bir çok eserine yer verdim okuma serüvenimde hepsinde de değişmeyen bir şey fark ettim; hayvanlara yer vermesi, okurken kendimizi doğanın içinde savaş vermekte olan bizden aşağı gördüğümüz ama doğada bizle eşit değere sahip canlılar yerine kendimizi koyabiliyor olmamız... Bana bu hissi en iyi veren yazarlardan kendileri. Nice eserleriyle karşılaşmanız dileğimle🍃🌿
çok teşekkür ederim ben de london’ın kalemini çok seviyorum. hayvanlara yer verişiyle hayao miyazaki animelerini hatırlatıyor bana hatta
Birkaç yıl önce Jack London'ın Yıldız Gezgini adlı kitabını okumuştum ve hoşuma giden bi kitaptı.
Bu güzel incelemenizden sonra Vahşetin Çağrısı kitabını da okumaya karar verdim. Emeğinize sağlık 🍀📗
çok teşekkürler o halde ben de yıldız gezgini'ni inceleyeceğim. sevgilerr
Öncelikle London'ı hatırlamak çok iyi geldi teşekkürler. Bence Jack London'ı okuyanlar uyuyor.. Üzülmeyin birazdan burda olurlar. Jack London'ın beyaz diş, vahşetin çağrısı ve martin eden kitaplarını okumuştum. Üslubunu, kitaplarını, konuları ele açış biçimini.. Muazzam. Benim gibi köpeklerden aşırı korkan birine bile acaba sevebilir miyim düşüncesini aklıma sokan biricik yazarım! Bu arada Martin Eden'ı okumamanıza aşırı şaşırdım. Çünkü iyi kitaplar gözünüzden kaçmaz =))
bugüne kadar rastgelmedi diyelim ama mutlaka martin eden’i okuyacağım sıradaki kitabım da o hatta
Nolur hemen Martin eden ı oku ben bayılmıştım okuman gerekkk
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.