Batı kültürüyle yetişmiş çoğu kişinin aşk ve evliliğe dair beklentileri epey yüksektir. İşte bu beklentiler tükenmişliğe çanak tutuyor. Gerçekte öyle olmadığını bilmeleri beklense bile, âşık olan çoğu kişi aşklarının sonsuza dek sürmesini umuyor. Bu umut o kadar güçlü ki, göz göre göre yapılan hataları perdeliyor, kişiyi sağduyundan mahrum bırakıp öngörülerini bulandırıyor. Aşka dair bu idealist kavrayış sürdürülüp kişiler kendilerini günlük yaşamın çıplak gerçeğiyle yüz yüze bulduğunda, tükenmişlik ortaya çıkıyor. İlişkilerinde beklentilerini yüksek tutan, karşılığında aldıklarından daha fazlasını veren ya da verdiğini düşünen idealist kişilerin ödediği psikolojik bir bedel bu.