Gönderi

Atatürk Halkçıydı
Atatürk'ün devrimci davranışlarının başında halkçılık gelir. Atatürk, halka inanmadan, halkın sevgisini ve güvenini kazanmadan, hiçbir devrim yapılamayacağını, hiçbir devrimin sürekli olamayacağını bilirdi. Atatürk, özellikle Türk halkının, kendi özlemlerini iyi teşhis edebilen, kendisine alçakgönüllülükle, sevgiyle, saygıyla yaklaşan devrimcilere, önderlere sahip çıkacağını; fakat kendisini anlamayanlara ve horgörenlere gönül kapılarını sımsıkı kapalı tutacağını bilirdi. Bunu, en iyi, Atatürk'ün kendisi anlatır. 30 Ağustos 1925'te,Atatürk, Kastamonu'da, şunları söylüyordu: Hakiki inkılapçılar onlardır ki, terakki ve teceddüt inkılabına sevk etmek istedikleri insanların ruh ve vicdanlarındaki temayülü hakikiye nüfuz etmesini bilirler. Bu münasebetle şunu da beyan edeyim ki, Türk milletinin son senelerde gösterdiği harikaların, yaptığı siyasi ve içtimai inkılapların sahibi hakikisi kendisidir ... Milletimizde bu istidat ve tekamül mevcut olmasaydı, onu yaratmaya hiçbir kuwet ve kudret kifayet etmezdi. Bu anlayış ve inanışta olduğu içindir ki, Atatürk, halkı kurtarmak için sarayı bırakıp, payitahtı bırakıp, Anadolu'ya gitmişti.Atatürk, kurtuluş hareketini başlatabilmek için, Saltanat'ın gölgesinden çıkıp halkın arasına girmişti. Atatürk, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra da, devrimlere başlarken, savaş alanlarında kazanılmış üniformasını sırtından çıkarmıştı.
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.