Gözünün önüne devamlı resimler geliyordu, onları aklından çıkaramıyordu.
Ağır çekiç. O çelik sütune bağlanmış eli.
Parçalanan kemiklerin sesi. Kendi kemikleri. Dayanılmaz acı. Birleşip, tek bir büyük çığlığa dönüşen bağırmaları. Baygınlık. Sonra bedeninin uç noktalarını çekiştiren acılarla bu karanlık geceden sıyrılmıştı. Fakat içine ulaşamamışlardı, onları oradan uzak tutmuştu.