Zihniyet, idealizm artı materyalizmdir bir anlamda. Bir yandan
derinliği olan bir kavramdır, diğer yandan da çok somuttur. Zihniyet
"idea" nın "hayat" haline gelmiş halidir. Zihniyet tipkı praxis gibi teorik
olanla pratik olan arasındaki bağlantıyı kuran bir kavram. Düşüncenin, fikrin hayatla ilişkisini kuruyor sanki. Fikirler, zihniyet üzerinden
eyleme dönüşüyorlar. Hayat oluyorlar. Sadece bu değil. Zihniyet aynı
zamanda toplumla birey arasındaki ilişkiyi de kurabiliyor. Çünkü
zihniyetler hep bir zamanda ve mekânda oluşuyorlar. Zihniyet tam
bir mücadele alanı. Toplumun bireyi ele geçirdiği, bireyin topluma
isyan ettiği bir zemin. Zihniyet bu anlamlarıyla tam da sosyolojinin
asl nesnesi. Weber'in "sosyolojinin nesnesi bilinçli insan eylemidir"
sozünün Türkçesi bu olsa gerek. Zihniyet teori-pratik ile toplum-birey
çapraz eksenlerinin cakışma noktası.