Gönderi

Işıl ışıl bir yangın saldırırsa nasıl dağda, derin derelerde kuru bir ormana, ağaçlar nasıl yanarsa için için, yel nasıl bir o yana, bir bu yana uçurursa alevleri, tanrıya benzer Akhilleus da oraya buraya saldıryordu, kıyasıya doğruyordu düşmanlarını, kara toprak bir kan ırmağı olmuştu. Düzenli harman yerinde, çiğnemek için ak arpayı, geniş alınlı öküzler nasıl koşulursa sabana, arpa çabucak ayıklanırsa nasıl ayakları altında böğüren öküzlerin, tek tırnaklı atlar da tıpkı öyle, ulu canlı Akhilleus'un ayakları altında çiğniyorlardı ölüleri, kalkanları.
Sayfa 449Kitabı okudu
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.