Gönderi

Dünyayı keşfetmek adına
Motorun cazibesini anlayabiliyorum; açık yolun tozunu attırmaktan duyulan heyecanı da. Sadece gezinti için bile kullanılsa, arabada olmaya, her şeyi camın arkasından izlemeye, seslerden yalıtılmaya, dünyayı televizyon ekranından bakar gibi bakmaya bin basar. Üzerindeyken dünyayla sizin aranızda engel yok: Rüzgarı hissedebilir, kokuları duyabilirsiniz. Ne var ki fazla hızlısınızdır. O kadar hız yaparken küçük şeylerin tümünü fark edemeyebilirsiniz. Bisikletteyken ise, filmi içinde, onun başlıca parçalarından birisinizdir. Çevreyle bütünüyle bağlantıda olduğunuz için, etrafınızdaki her duyumu özümsersiniz. Arazideki en ufak değişimi, yolun dokusunu, rüzgarın yönünü, her çıkış ve inişi, sürekli değişen havayı… Her bitkinin, çiçeğin, çürümeye başlamış her asfalt leşinin kokusunu alırsınız. Her kuş ötüşünü, her böceği ve hayvanı duyarsınız. Siz ülkeyi içinize alırken, ülke de sizi içine alır. Dünyayı gerçekten keşfetmek istiyorsanız, bisiklete atlayın.
Sayfa 123
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.