Gözlerinin yeşili hatırına sana katlandım Lucian.
"Sonunda kendimi bulmuştum. Onunla birlikte. Ve hayat güzeldi."
Herkese selam. Kime sorsam bu kitabın ilkinden daha iyi olduğunu söylüyor ama ben ilk kitabı daha çok beğenmiştim. Belki de düşmandan aşka, çocukluk aşkı sevdiğim tropelar olduğu için de olabilir. Kötü bir kitap değil kesinlikle sadece ilki kadar keyifle okumadım. Hatta biraz uzun bile buldum diyebilirim. Kitapta sevdiğim şeylerden ilki 
Tatlı Düşmanım 'daki Macon ve Delilah'ı yeniden görmek, ikincisi ise güçlü bir kadın karakter okumaktı. Baş erkek karakter Lucian'ın dünyada sanki sadece kendisinin korkuları olan, acılı ve travmatik biriymiş gibi davranması beni yordu. Emma'ya bir ara "bir ömür bu adamla geçer mi be Emma?" dedim. Pişman da değilim. :D Ay adam gerçekten bunalttı beni. Tamam acılı adam severim de acısını bu kadar partnerinin gözüne gözüne sokanını da sevmem. Sürekli 'seni hak etmiyorum Emma, seni de kendimi mahvettiğim gibi mahvederim, Emma.' minvalinde ortalıkta dolanması canımı sıkmadı değil. Üstelik kadın karakterin de kendisine göre sıkıntıları var. O da güllük gülistanlık bir durumda değil. Neyse hadi kitabın konusuna geçelim; okuduğum kitapları çok çabuk unutan birisi olarak Emma'nın kim olduğunu keşfetmem biraz vaktimi aldı. Tatlı Düşmanım kitabındaki oyuncu Macon'ın dizideki partneriymiş meğerse. (Prenses Anya) Emma, iyi bir oyuncu olmasına rağmen sezon sonunda diziden ayrılacağını öğrenmesi üzerine evine erken paydos sebebiyle teşrif etmesi yatağında erkek arkadaşını başka bir kadınla görmekten alıkoyamaz. Yaşadığı bu çifte travmayla büyükannesinin yakın arkadaşının (Amalie'nın) Rosemort'ta bulunan pansiyonuna gitmeye ve burada kafa dinlemeye karar verir. Lucian ise başarılı bir hokey oyuncusu iken maç esnasında beynine aldığı güçlü bir darbeden dolayı kariyerinin zirvesinde profesyonel oyunculuk hayatına son vermek zorunda kalmış ve bu darbenin beynine verdiği hasarlarla mücadele etmeye çalışan bir adamdır. Büyükannesi Amalie'nin Rosemort'taki pansiyonunda ona yardımcı olmaktadır. Büyükannesinin ricası üzerine Emma'yı havaalanından alma görevini istemeyerek kabul eden Lucian, Emma'yı görünce bütün düşünceleri değişir. Ancak Lucian'ın aşamadığı duvarları, Emma'nın ise güven sorunları vardır. Şöhretin, kişiliklerinden çok performanslarıyla ilgili olmasından ve anlaşılamamaktan bunalmış bu iki insan, tatlı kaçış serüvenleri içerisinde kendilerini bulabilme ve birbirlerine yara bandı olabilmeyi başarabilecek midir? Herkese keyifli okumalar. 
Tatlı Kaçışım 
Kristen Callihan
·
384 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.