Daha fikrî ve tasavvufî olan Tercî-i Bend'e göre Terkib-i Bend, kolay anlaşılır, çok ustalıkla nazm edilmiş hikmetli sözlerle doludur. Neredeyse her beyti, halk arasında atasözü gibi bilinir ve sık sık tekrar edilir. Yalnız, Divan edebiyatında, bu Terkib-i Bend'lere başlarken, ilk bend, bir gelenek olarak içkiden, badeden, meyhaneden filân bahsederek nazm edilir. Edebiyat tarihinde mevcut bütün terkib-i bendler böyledir. Onu için Ziyâ Paşa'da terkibe başlarken:
"Sâkî, getir ol bâdeyi kim, mâye-i candır" diyor ve ilk bendini:
"İç bâde, güzel sev, var ise akl-ı şuûrun,
Dünya var imiş, yâ kî yoğolmuş, ne umurun" diye bitiriyordu. Bu insanlık dışı lâfların, sonraki on bir benddeki yüksek ve hikmetli fikirlerle alâkası yoktur. Ama işte an'âne belâsı bunları yazdırıyor...