Gönderi

Wisconsin Madison'daki bir primat laboratuvarında, Harlow tecrit edilerek büyütülen maymunların zihinsel ve sosyal olarak dengesiz olacaklarını ispat etmiştir. Daha sonra bir grup içine bırakılan bu maymunların harekete geçmedikleri, becerilerini sergilemedikleri ve her türlü sosyal etkileşimden kaçındıkları gözlenmiştir. Şu anda Harlow'un araştırmasının bilimsel etiğe uygunluğu konusunda ne düşünürsek düşünelim, yapmış olduğu araştırma, beden temasının engellenmesinin memelilere göre bir şey olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Zamanla, bu tarz araştırmalar düşünce akışının yönünü değiştirmiş ve insan yetimlerinin geleceklerine olumlu yönde katkıda bulunmuştur. Bir istisna, dönemin Romanya Cumhurbaşkanı Nicolay Çavuşesku tarafından kurumlarda bakılan binlerce yetim bebeğin alınmasıyla oluşturulmuş duygusal bir gulag (kamp) olmuştur. Dünya, bu ayırıp büyütme kâbusunun sonuçlarını ise Demir Perde'nin yıkılmasının ardından, Çavuşesku'nun yetimhanelerinin açılmasının ardından görmüştür. Yetimlerin gülmeye ya da ağlamaya bile güçleri kalmamıştı. Günlerinin büyük bir kısmını oldukları yerde öne arkaya sallanıp durarak ya da cenin pozisyonunu alıp kollarını kendi bedenlerine dolayarak geçiriyorlardı. Nasıl oyun oynayacaklarına dair en küçük bir bilgileri bile yoktu çünkü oyuncaklarla aralarına aşılmaz duvarlar örülmüştü. Bağlanma, türümüz için hayati bir önem taşır ve bu dünyada bizi en mutlu eden şeydir.
Sayfa 28 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.