Gönderi

116 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
40 yıllık bir evliliğin ardından dul kalmak.
"Neden mutluluğu, ancak çekip giderken çıkardığı sesle tanıyabiliyoruz?" Bunu söyleyen 40 yıllık eşini kaybetmiş bir adam; Jean Louis Fournier. Fournier eşiyle geçirdiği 40 yıldan sonra eşini kaybediyor ve nasıl hissettiğini, ne düşündüğünü adeta bir günlük gibi yazmaya başlıyor. Henüz ilk sayfada yazma amacını da belli ediyor zaten: "Kendinden bahsetmeyi hiç sevmezdi. Hele kendi için iyi şeyler söylenmesini hiç sevmezdi. Madem şimdi gitti, fırsattan istifade edeyim." (sf. 9) Fournier son derece huysuz, geçimsiz ve tahammülü çoğunlukla zor biri ama tüm bunlara rağmen karısını çok seviyor. Eşi Sylvie onun için bir bağımlılık gibi. Karısını asla yalnız bırakmıyor -karısı özel alanı seven birisi olsa bile-, gece uyurken nefesini kontrol ediyor ve Sylvie gittiğinde onun hayatındaki tüm renk olduğunu fark ediyor. Çünkü Sylvie, Fournier'ın aksine son derece nazik, zarif ve herkesin sevdiği biri. Çiçek bahçelerini, antika eşyaları ve düzeni seviyor. Dolayısıyla Sylvie gidince huysuz adam Fournier kendini yapayalnız hissediyor. Biraz da pişmanlık duyuyor aslında. Çünkü Sylvie'yi sevmesine rağmen utangaçlığı ve huysuzluğu bunu belli etmesine pek izin vermemiş. Bu yüzden diyor ki, "Sanırım sana hiç bu kadar güzel şeyi bir arada söylemedim. Kuşkusuz aptalca utangaçlığımdan. Sevimsiz şeyleri ne kadar rahat söyleyebiliyorsam, güzel şeyler de o kadar boğazımda kalıyor." (sf. 90) Üzülmeden edemediğim ama Fournier'a da çok kızdığım hatta bazen samimiyetine inanmadığım bir kitaptı. Yine de kendime bu kadar yakın hissettiğim çok az yazar vardır. Her şeye karşı memnuniyetsizlik galiba bu çağın ortak sorunu. Ben çok sevdim. Kesinlikle bir kaç kitabını daha okuyacağım bir yazar. Size de tavsiye ederim. Okuyun, okutturun efenim.
Jean-Louis Fournier
Jean-Louis Fournier
Dul
Dul
Dul
DulJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20134,093 okunma
··
63 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.